Daha eve girmeden tarlaya uğrayıp büyük halayı gördük. Oğlum hemen duruma ayak uydurup kekik dibi çağalamaya başladı bile :)


Hepsini resimleyemedim ama Poyraz bu tatilde bolca hayvanla oynama fırsatı buldu. Aşağıdaki resimdeki kaplumbağa bunlardan bir tanesi. Bunun dışında eşeğe bindi, kuzu sevdi, tavuk ve ördek kovaladı.
Uzunpınar dönüşü geçtiğimiz yollar gerçekten muhteşemdi. Tam da hayalimdeki köylerin, yemyeşil çayırların, gelincik tarlalarının ve çamla kaplı tepelerin arasından geçtik. O kadar büyülenmişim ki, resim bile çekemedim.
Aşağıdaki resimler Honaz Kasabasası yakınlarındaki Kaklık Mağarası'nda çekildi. Mağara bir dünya mirası olarak kabul ediliyor.
Poyraz bir kurdele bulmuş, ayaklarının altına koymuş televizyonda gördüklerini aynen taklit ediyordu. Tıpkı Ebru Şallı gibi "hu, hu" diye nefes alıp vermeyi de unutmadan üstelik :)

Netice itibariyle gezimiz oldukça uzun ve yorucuydu. Büyük bir kısmı arabada geçti ama kafamız dinlendi ve gerçekten eğlendik. Yolculuğun en eğlenceli 2 anısı ise şöyle;
Giderken gece arabada uyuyan Poyraz'ın saat 02:00 gibi uyanıp, gözlerini bile açmadan "olmuyo, anne olmuyo. Arabada uyuyamıyorum" demesi.
Giderken ve gelirken neredeyse 1000 defa "komşu komşu, oğlun geldi mi?" diye başlayan tekerlemeyi karşılıklı olarak söylememiz. Binlerce versiyonu çıktı bu tekerlemenin yolculuk sırasında ve çok güldük.
Aşağıdaki kareler bu hafta sonuna ait. İlk kez vapura bindi ve çok hoşuna gitti. Ha bu arada saçlarını kestirdiğimizi söylemem gerek yok sanırım... Sorunca "traş abi saçımı kesti" diyor. Kavram kargaşası var ama sonuç ortada....