Ben sözümde duramadım, siz diyin tembellik, ben diyeyim yorgunluk...
Buyrun resimlere...
Yazdan kalma son güzel günlerden birinde, sahilde. Arkada görülen beyazlı adam da Poyraz'ın uçurtmasıyla oynayan babamız :)
***
Uzun uzun taşlarla oynadı, topladı üst üste dizdi. Ve sürekli "maka paka maka mu, maka mika maka pu..." şarkısını söyledi. Anlayan anladı :)))
***
Denizi ve denizdeki yelkenlileri seyretti.
***
Lunaparkta atlıkarıncada. Fırsattan istifade ben de eğlendim :)
*** Lunapark için henüz küçüğüz. 3 yaşın altındakiler binemez diyince, biz de binip fotoğraf çektirdik.
***
Burda babası ısrar edince çalıştırdılar çarpışan arabaları ama korktuğum başıma geldi. Gitti arabayı kenara tosladı, kafayı da koltuğa...
***
Baba-oğul uçağa bindiler. İkisi de çok eğlendi valla. İşin en zor kısmı doğru düzgün bir kare yakalamaktı. Ancak bu kadar yakalayabildim işte :)
***
Yaşımıza uygun tek şey bu trendi. Neyse ki Poyraz da çok keyif aldı da lunaparka geldiğine pişman olmadı.
***
Resim çekiyorum annecim, poz ver dediğimde şimdiye kadar yakaladığım en sempatik kare bu. Nefret ediyor poz vermekten ve resminin çekilmesinden. Ama makineyi eline geçirdi mi resim çekmeye bayılıyor o ayrı. Kamera arkasını sevecek sanırım benim oğlum. Şov adamı değil :P
***
***
Hava güzel, insanlar terlikle sokağa çıkmışlar. Ama benim oğlum çizmelerimi giyicem diye tutturdu. Renkler de böyle olunca küçük çiftçi oldu benim oğlum.
***
***
Ben Defne Lal'i çekmeye çalışırken çatlak annesi de beni çekiyormuş. Japonlar gibiydik valla ama elimizde kalan resimlerden hayır yok. Yani kuzular 1 saniye durmuyorlar ki.
***
Bu da Defne kuzusunun yakalayabildiğim yegane görüntüsü. O da hiç sevmiyor poz vermeyi.
(ben beceremiyor değilim yani :))
Neyse işte bizde son durumlar böyle, hepinize sevgilerimizi yolluyoruz....