Çarşamba, Temmuz 29, 2009

İnciler biter mi, bu aralar sıkca okuyacaksınız...

Az önceki yazımda atladığım iki inci daha...

Bizden 1 yaş küçük arkadaşımız İpek yeni yeni konuşmaya başladı. Hoşuna giden her kelimeyi söylüyor, özellikle de hayvan isimlerini...
İlk kullandığı kelime "tediiii" idi. Poyraz çok eğleniyordu onun tedi demesiyle (bak bak bak, adam oldu da kendinden küçüklerle eğleniyor).
Sonra İpek "kaygaaa" da demeye başladı.
Geçenlerde parkta İpek sallanıyorken, Poyraz da etrafta oynuyordu. İpek havada uçan kuşu görünce parmağını uzatıp "Kaygaaa" dedi. Poyraz döndü ve güldü, sonra da "İpet bi de tedi desene" dedi. Biz ona şunu söyle, bunu söyle diyoruz ya hoşumuza gittiği için. Zibidi aynısını İpek'e yaptı. Çok güldük tabi, küçük adamım benim.

İkinci inci de şöyle; Geçen hafta ateşliydi, birkaç gün düşmeyince doktora gitmeye karar verdik. Arabada Poyraz arkada, ben ve ablası önde oturuyoruz.
Poyraz: Anneee burnumda diten var (Sümükdemeyi bilmiyor, kuruyup battığı için de adını diken koydu)
Ben: Tamam annecim şimdi inicez, ben inince temizlerim burnunu. Diken kalmaz
5 saniye suskunluk...
Poyraz: Tamam anne, deret talmadı (gerek kalmadı), ben diteni yedim...
Ben ve ablası: Neeeee.....?

İşte böyle, hergün onlarca inci içinden hatırladıklarım bunlar...
Devamı geldikçe yazarım, yoksa çok çabuk unutuluyor...

15 sene sonra utanır mı, eğlenir mi acaba bu yazdıklarımdan :)

Hiç yorum yok: