Perşembe, Eylül 27, 2007

Günler geçiyor, miniğim büyüyor...



Sanırım hastalığı atlattık. Hala arada hapşırıp tıksırıyoruz ama bu gece daha rahat uyudu.

Bir yandan da günden güne büyüyor miniğim. Öyle hızlı ki gelişmesi, neredeyse gözle bile takip edeceğim. Hergün yeni sesler katıyor diline, hergün yeni mimikler geliştiriyor. Hergün daha kontrollü oluyor bedeni. Canım oğlum benim...

Aynalar en sevdiği oyuncaklar. Anneannesinin evinde yere halının üstüne serili örtüde oynarken, arada yandaki büyük aynada kendini görüp seviniyor. Kendi aksini öpüyor, ısırmaya ve yalamaya çalışıyor.

Ben de onu ve hayatı yakalamaya çalışıyorum. Her akşam annem, babam, kardeşim ve Anı; "Poyraz bugün böyle yaptı, bunu öğrendi..." diye bana rapor veriyorlar. Akşamları inanılmaz yorgun oluyorum zaten, ancak oğlanı alıp eve gidebiliyorum. Eve gidince kuzum hemen uyuyor zaten. İyi ihtimalle bir banyo yaptırıyorum ona.

Gene işlerim yoğunlaştı. Bloggerı kapatmak zorundayım. Çalışan, çalışmayan tüm annelere sevgiler,

Özlem

Salı, Eylül 25, 2007

Kuzum hala sümüklüüü...


Dün gece daha rahattık. Çünkü uyumadan önce burnunu temizledim, ilacını verdim. Zaten çok uykusu vardı. Hemen uyudu. Gece de 2 kere kalktı ama genelde çok huzurlu uyumadı. Sürekli kıpırdandı. Neyse doktorumuzla konuştuk. Bu şekilde tedaviye devam etmemizi söyledi. Bu şekilde bağışıklık kazanacaklar değil mi? Bir evde abimiz hasta, bir evde babamız hasta. Sadece nezle olması bile sevindirici sanki.


Of bugün işyerinde inanılmaz yoğunum. Daha yazmak istiyordum ama yazamayacağım. Bana şans dileyin... Neden mi? Siz sadece şans dileyin, ben gerekçesini sonra yazacağım.

Sevgiler ve ihtiyacı olan herkese bol şanslar...

Pazartesi, Eylül 24, 2007

Kuzum hasta, üşütmüşüz...


Dün minnoş biraz keyifsizdi. Pek birşey yemedi, içmedi. Zaten gündüzleri meme de emmiyor artık. İlle de biberon olacak. Meme bir uyku objesi sadece :)
Akşam emip yattıktan 15 dakika sonra ağlayarak uyandı. Burnu tıkalıydı. Hemen babamızdan Peditus istedim. Nöbetçi eczane bulup aldı. Burnumuzu da serum fizyolojik ile temizlemeye çalıştık. Zor oldu ama 1 saat sonra uykuya dalabildi. Kucağımda iyi, ama yatınca burnu tıkanıyordu. Ben de belinden yukarsını bir yorganı katlayarak yükselttim.
Umarım bu gece rahatça uyur tatlım...

Salı, Eylül 18, 2007

Kış hazırlıklarına devam - Mürdüm eriği reçeli

1 kg mürdüm eriği 2'ye veya 4'e bölünür, tencereye alınır
Üzerine 1 kg şeker eklenir (az tatlı isteyenlere 750 gr öneririm)
1 tatlı kaşığı karanfil, 1 kabuk tarçın da atıldıktan sonra kısık ateşte uzun uzun pişirilir.

Sık sık karıştırmanız gerekiyor, köpürdüğü zaman 1 çay kaşığı margarin veya tereyağı eklemelisiniz. Bu hem köpüğü kesiyor, hem de reçelin parlak görünmesini sağlıyor.
Koyulaştıktan sonra yarım limon suyunu sıkıp bir-iki taşım kaynatın. Sıcakken kavanozlara alın, kapağını kapatıp soğuyana kadar ters çevirin.

Afiyet olsun...

Gelen ve beklenen tomurcuklar...


Sudabalık blogundan esinlendim. Ben de gelen ve beklenen bebeleri listeliim bari. O kadar çok olduk ki bu aralar yaşasın. 5 sene sonra pikniklerimiz cıvıl cıvıl olacak :)


3 Nisan 2006 Burçak ve Buğra'nın oğlu Ateş doğdu

30 Ocak 2007 Kıvanç ve Özlem'in kızı, karakızım Deniz doğdu

5 Mart 2007 Özlem ve Tonguç'un oğlu, kuzum Poyraz doğdu

31 Mart 2007 Başak ve Talat'ın kızı, Ekim'in kardeşi Piraye doğdu

29 Mayıs 2007 Gamze ve Mehmet'in oğlu Ali doğdu

1 Haziran 2007 Ayşe ve Kerem'in kızı Cemre doğdu

17 Temmuz 2007 Banu ve Emre'nin oğlu Ediz doğdu

11 Eylül 2007 Saadet ve Barış'ın kızı, Ada'nın kardeşi Lara doğdu


Meral ve Onur'un kızını,

Tuluğ ve Seçkin'in oğlu cesuryürek Güneş'i,

Burcu ve Barış'ın kızını,

Hande ve Kurtuluş'un daha cinsiyeti bile olmayan bebeğini


heyecanla bekliyoruz.

Çarşamba, Eylül 12, 2007

SSK - Analık ve Emzirme Ödenekleri

Gidecekler için çok önemli bilgi. İşte gereken belgeleri açıklıyorum :)

EMZİRME YARDIMI İÇİN
1- Bebeğin doğum raporu veya nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi
2- Bebeğin doğduğu tarihli vizite kağıdı (120 günlük)
3- Evlenme cüzdanı fotokopisi
4- Annenin sağlık karnesi numarası

ANALIK ÖDEMESİ İÇİN
1- İşyerinden alınan imzalı ve kaşeli bir dilekçe
Örnek 1 (ücretsiz izin kullanmayanlar için);
İşyerimiz çalışanlarından .................. sicil no.lu ........... analık istirahati dolayısı ile .../.../....... tarihinde işyerimizde doğum istirahatine ayrılmış olup, doğumdan sonra ..../..../....... tarihinde işyerimizde işbaşı yapmıştır.
Örnek 2 (ücretsiz izin kullananlar için);
İşyerimiz çalışanlarından .................. sicil no.lu ........... analık istirahati dolayısı ile .../.../....... tarihinde işyerimizde doğum istirahatine ayrılmış olup, doğumdan sonra ..../..../....... tarihinde işyerimizde işbaşı yapmamış olup, ....... gün ücretsiz izin kullandıktan sonra ..../...../...... tarihinde işbaşı yapmıştır.
2- Bebeğin doğum raporu veya nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi
3- Varsa doğum iznine ayrılması için verilen (37. haftada verilen ve doğumdan sonra işe başlayacağı tarih işlenen) doğum sonrası izin raporu ve 32. haftada verilen doğum öncesi izin öteleme raporlarının aslı.
4- Bebeğin doğduğu tarihli vizite kağıdı (120 günlük)
5- İşyerinden alınan dilekçede imzası bulunan kişiye ait imza sirküleri fotokopisi

Ben yarın başvuracağım. Detaylı macerayı yarın anlatırım.
Sevgiler...

Ertesi gün notu 1: Her belgeden 4 kopya, bebeğin nüfus cüzdanından 5 kopya almadan gitmeyin.
Ertesi gün notu 2: "Bebeğin doğum raporu veya nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi " yazdığına bakmayın. Hem doğum raporunu, hem nüfus cüzdanının aslını, hem de 5 adet fotokopisini götürün.
Ertesi gün notu 3: 32 ve 37. haftalarda verilen raporların üzerinde başhekim imzası ve kaşesi mutlaka olsun.
Ertesi gün notu 4: Emzirme yardımı dedikleri hepi topu 50 YTL. Haberiniz olsun...

Salı, Eylül 11, 2007

Keyifsizim...

Bugün kötü günümdeyim... Dün öğleden sonra bir karın ağrısı ve bel ağrısı ile birlikte halsizlik ve başağrısı başladı. Yemekten zehrlendim diye korktum ama öyle değil sanırım. Çünkü bu durum hala sürüyor. Sanırım üşüttüm. Erkenden yattım zaten dün gece. 2 tane pikeyle zor ısındım. Tüm belrtilere bir de mide bulantısı eklendi bugün. Msamda duran yarısı içilmiş kahveyi zor attım, kokusu beni mahvetti resmen.
Sabah moralim bozuktu. Oğlumu neredeyse hiç göremiyorum. Sabah uyanır uyanmaz giyinip çıkıyoruz. Trafikte yol alıp annemlere bırakıyorum. Akşam annemlerden alıp tarfikte eve dönüyoruz. Kuzum zaten yorgun oluyor. Ancak banyo yapıp, emip uyuyor. Tek tesellim gününün çok iyi geçtiğini bilmek.
Annemler ona çok iyi bakıyor. Abisi kardeşiyle çok güzel ilgileniyor. Ben farkedemesem de minnoşum hergün yepyeni bir donanımla eve dönüyor. Mesela ben henüz görmedim ama popoyu havaya kaldırıp 4 ayak üstünde durabiliyormuş. Dün de parkta oynayan abisini görünce balkondan öyle çığlıklar atmış ki, mahalle ayağa kalkmış. Bu sabah da ilk kahvaltısını etmiş. Doktorumuz bir süre glutensiz ekmek vermemizi istedi ama sanırım Poyraz bu ekmekten pek hoşlanmamış. Glutensiz ekmeğin sütte erimeyen bulgur gibi parçacıkları ağzına gelince ne yapacağını şaşırmış. Önce ne yapacağına karar veremeden uzun bir süre çiğnemiş. Sonra yutmaya çalışmış ama öğürmüş. Bugün ona Büyümek aldım. Belki yarın kahvaltı onun için daha keyifli olur.
Hiç çalışasm yok, oğlumun yanına dönmek istiyorum. Yok mudur bir çaresi?

Cuma, Eylül 07, 2007

Bir günümüz nasıl geçiyor?



Rutin hale gelen bir günümüz şöyle artık;

20.00 - 20.30 emiş ve yatış

21.00 - ekşimik ama inanılmaz şeker bir suratla "eeeeee" diye mızıklanarak anneyi çağırış

21.15 - okşanarak, sevilerek uykuya dalış

00.00 - "eh, eh,eh " diye yatağın içinde dolanarak anne memesini arayış :)

00.15 - Güzel güzel emip gene yatış

03.00 - "eh, eh,eh " diye yatağın içinde dolanarak anne memesini arayış :)

03.15 - Güzel güzel emip gene yatış

05.30 - Cin gibi kalkış ve neşeli seslerle anneyi çağırış (anne saatin kaç olduğunu anlamayıp yanına gidince, karanlıkta bile farkedilen o far gibi boncuk gözlerle, o içine hüp diye düşülesi gamzelerle gülümseyiş)

05.30 - 06.30 kendi kendine agulanarak yatakta 80 tur atış. Anne gözlerini açamadan yatakta oğluşunu dinler. Arada gidip uyur umuduyla meme verir ama nafile. Bazen bu kadar harekete dayanamayan barsakların boşalması da ekleniyor seremoniye :) Mıkırdanmalar, mızıldanmalara döndüğünde anlarız ki, uykumuz gelmiş.

06.30 - Gene o ekşimik suratla "eeeeee" ninnisi söylenerek uykuya dalış.

Uykusu açılan anne ise sadece yatakta asıl kalkış saatini beklemeye başlar artık.

07.30 - Uyku bittiiiiii....

Bu sefer kesin olarak kalkıyoruz. Altımızı değiştiriyoruz. Giyiniyoruz ve babayı uyandrıyoruz. Babanın kucağında iken anne giyiniyor, hazırlanıyor.

07.45 - 08.00 arasında rabaya biniş ve lunaparka doğru yola çıkış


15 dakika sonra anane, dede, teyze ve aşkımız abimiz bizi lunaparkta karşılıyor. Bu ev o kadar eğlenceli ki, herkes oğluşla oynuyor. Hele abisi, kimsenin yapamadığı şebeklikleri yapıyor. Bu yüzden biz buraya lunapark diyoruz. Anne gitmiş bile, kmin umurunda.


09.30 - Anne işbaşında

11.30 - Anne bana süt sağıyor

16.00 - Anne gene bana süt sağıyor

17.30 - Annenin işi bitti

18.30 - Heyooo annem geldi, memede süt emesim gelmişti zaten.

19.30 - Evimizdeyiz, banyo saati

20.00 - 20.30 emiş ve yatış


Seni çok seviyorum canım oğlum....


Çarşamba, Eylül 05, 2007

Canım oğlum tam 6 aylık oldu...


Bana dünyanın en güzel hediyesi, canım oğlum bugün artık tam 6 aylık oldu. Zaman öyle çabuk geçti ki... Neler hissettiğimi anlatmam imkansız. Sana baktıkça işte aşk bu diyorum. Aksi takdirde başka hangi yakışıklı erkeğin beni gecenin dört buçuğunda uyandırmasına tahammül edebilirim ki :)
Ateşböceğim benim, iyi ki varsın.

Salı, Eylül 04, 2007

Uzaklardan ziyaretler...



Hafta sonu eski arkadaşlarımla buluştum. Hepsi başka başka nedenlerle İstanbul'da idi ama ortak amaç Poyraz'ı görmekti. Evren Antalya'dan, Derya Fatsa'dan, Burçak katılınca oğluşum çok mutlu oldu tabi.




Şu anda kuzum teyzesi ve abisiyle beraber. Onlarla çok eğleniyor. Hele abisi varsa, başka kimseyi gözü görmüyor.

Sanırım artık oğlumun bir düzeni var. Sabah 6.30'da kalkıyor. Bolca emiyor. Tabi yakında bu zaman diliminde kahvaltısını yiyecek. Saat 8.30'da yatıyor. Uyandıktan yarım saat sonra meyva püresini yiyor. Bazen tek tek, bazen de meyvaları karıştırarak veriyorum. Elma, armut, kayısı, şeftali, üzüm ve kivi şimdiye kadar yediği meyvalar. Kavun, karpuz ve inciri de yasadışı yollardan tattı :)
Miktarını merak edenler için söyliiim. 1 küçük milupa kavanozu kadar meyva yiyor. Tatlı armut olursa daha bile fazlasını. Saat 12 civarı daha önce sağmış olduğum sütü 100-150 ml kadar biberonla içiyor ve uyuyor. Kalktıktan yarım saat sonra bir küçük milupa kavanozu (genelde 3/4'ü kadarını) sebze püresi ve 1 çay bardağı yoğurt yiyor. Evde mayaladığım yoğurdu hiçbir şekilde yemediği için ben Babymix veriyorum. Saat 16 civarı gene anne sütü alıp uyuyor. Kalkınca bol bol su içiyor. Saat 19 gibi banyo yapıyoruz. Ardından 100 gr kadar muhallebi yiyip midenin kalan kısmını anne sütüyle doyurduktan sonra 20 civarı yatıyoruz. Tabii gece boyunca bol bol meme emmeyi de ihmal etmiyor miniğim.

Şimdi bu yazdıklarıma bakıp ne kadar düzenli olduğumuzu düşünmeyin. Bu en ideal günümüz. Çoğunlukla bu öğünlerden birine birkaç kaşıktan sonra son veriliyor çünkü dudaklar kilitlenip, yanaklar şişiriliyor ve kafa yana çevriliyor. Uyku konusunda da bazen 20 dakika sürüyor uykularımız, bazen de 2 saat. Birkaç gecedir oldukça huzursuzuz. Diş mi geliyor, yoksa başka bir sıkıntımız mı var bilemeyeceğim. Sürekli bir mızmızlanma ve düşürdüğü emziğin ağzına konulmasını isteme vaziyeti. Bu arada ben de leyla oluyorum tabii ki. Her akşam erken yatacağım diyorum ama evdeki işleri hallettiğimde saatin en az 23.30 olduğunu görüyorum. Sanırım ben "anne" oldum!!!

Şimdi işe dönmem lazım. Yoksa tüm annelerin bloglarını (bakınız yanda) okuyup, sayfalarca yazmak isterim ama hayat!!

Sevgiler,
Özlem

Pazartesi, Eylül 03, 2007

Kuzum için kış hazırlıkları

Eylül ayına girdik... Havalar pek belli etmese de yavaş yavaş sonbahara gireceğiz. Arkası kış. Minnoşum daha yeni yeni mamaya alışmışken, sebze kıtı kış mevsimine hazırlık yapmaya karar verdim. Önce şeftali reçeli yaptım. Çok tatlı olmasının dışında fena olmadı. Kuzumun kahvaltılarına ve yoğurduna koyacağız artık. Artık dediğime bakmayın, vakti gelince tabi. Şimdilik daha kahvaltı etmiyoruz.
Sonra taze barbunya alıp içlerini poşetleyip buzluğa attım. Bu akşam da domatesleri buzluğa atacağım minnoş kışın da taze domates yiyebilsin diye.

Reçel faslı sona ermedi tabi. Mürdüm eriği ve vişne de yapacağım. Babamız da reçel düşkünü olduğu için, bol bol reçelin hiç sakıncası yok. Egeli'yiz biz, kahvaltıda ot ve 3 çeşit reçel olmadan kahvaltı ettiğimizi anlamayız.

Poyraz'ım 1 aydır meyva püresi, sebze çorbası, yoğurt ve muhallebi de yiyor. Ben de müstakbel annelere ve hemen arkamızdan gelenlere kolaylık olsun diye ara ara bebek mamalarımızı nasıl hazırladığımızı yazacağım blogumda. İşte ilk çorbamızın tarifi.

Mini Bebe Çorbası
Ana malzemeler
1 mini patates (mümkünse taze)
1 mini havuç
1 avuç maydonoz sapı
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı irmik

Ekler (mevsimine göre)
1 mini kabak (mümkünse körpelerinden)
1 mini kırmızı biber (DİKKAT BAZI BEBEKLERDE ALERJİ YAPIYOR; ÖNCEDEN DENEMEDEN VERMEYİN)
birkaç sap ıspanak
1 mini enginar
1 mini kereviz (sapı, kökü, yaprağı)
1 avuç taze fasulye
1 avuç taze barbunya
1 sap brokoli
......


Patates ve havucu bir fırcayla iyice temizleyin, soymadan doğrayın. Buharlı pişiriciye koyun (ben düdüklü tencerenin buharlı pişirme kabında pişiriyorum).
Kabakları soymadan, biberleri çekirdeklerinden temizledikten sonra, diğerlerini de doğradıktan sonra kaba koyun. Suya maydonoz saplarını atın ve 10 dakika kadar buharda pişirin. Pişince patates ve biberin kabuklarını soyun, sudaki maydonoz saplarını alın. Kabın içindekileri pişirme suyuna ekleyip zeytinyağı ve irmiği ekleyip birkaç dakika kadar kaynatın. Sonra hepsini birden tel süzgeçten veya blendırdan geçirin. Tek kullanımlık miktarda kavanozlara boşaltıp, soğuyunca buzdolabına kaldırın. Kullanacağınız zaman kavanozu kaynar suya oturtup, çorbayı ısıtabilirsiniz.

Önemli not: Bebeğin yemediği yemeği dökün, tekrar ısıtmayın.
Önemli not 2: bebeğin çorbanın tadını sevmediğini düşünüyorsanız birkaç damla elma veya limon suyu ekleyebilirsiniz.
Önemli not 3: Asla ve asla tuz kullanmayın. Bebeklerin böbreklerine çok zararlı.

Afiyet olsun...