Pazar, Mart 28, 2010

Kara kedi ve şans!

Poyraz kendine bir TV koltuğu yaptı. Çizgili pijamalarıyla oturduğu için protesto ettiğim ve resmini çekmediğim babası da arkada TV koltuğunda oturuyordu. Poyraz'ın kendisi için bulduğu metod da bu işte :))) Nasıl ama çok yaratıcı di mi?

Yakışıklı oğlumun bu takımını çok sevdiğim için Piroş'umuzun doğum gününde de giydirdim. Bahçede kediyle oynarken de birkaç pozunu çektim. İşte mini defile fotolarımız.


Zavallı şanssızlık etiketli kara kedimiz ve ne mutlu ki bunu bilmeyen ve kara kedileri bu sayede hep çok sevecek olan benim oğlum. Çoook sevdiğim bir aile dostumuz "ben hayatta en çok kara kedileri, domuzları ve kargaları seviyorum" derdi. Ben de oğluma onları sevmeyi öğreteceğim.
Kara kediyi sevdik, bunu başardım. Domuzlar için kimi fikirlerim var, fiziksel olmasa bile onları da seveceğine eminim. Ama balkondaki tüm soğanlı bitkileri yiyen komik kargalar ve bu yüzden onlara sürekli kızan babamız yüzünden kargalar konsunda biraz daha çaba harcamam gerekecek sanırım :)
Ve Piraye'nin doğum gününden kareler :)

"Kim koydu bu pastayı bu kadar yükseğe yaaa, zaten Piroş'un yanında boy kompleksine giriyorum. Bak mumları da üfleyemedik, rezil olduk yine kıza. Ama merak etmeyin ilerde onu öpeceğim boya da gelicem ben. Duydun mu Talat amca?"
***
"Kırmızılar da çok yakışmış ama Piroş'a. Mutlu yıllar Piraye!"
***
Bu da cimcimemiz İpek...
***
"Al işte abla kardeş olduk resmen, neyse bunun 10 yıl sonrası da var"
***
"İpek boyuma daha uygun sanki. Ama ben onun enerjisine yetişemem yahu"
***
Bu da istedikleri çadır açılmadığı için tavır alan Poyraz ve Tuna. Yakalayamadığım ilk görüntü öyle komikti ki, gülmekten çekemedim.
İşte bir hafta sonumuz daha böyle geçti. Herkese şu değişken bahar havasında önce sağlık sonra da bolca neşe diliyorum....