Son yazışımdan bu yana aslında hatırı sayılır aşamalar katettik. İlki ve en önemlisi bezi bıraktık.
Neredeyse 2 haftadır Poyraz bez takmıyor. Arada ufak kaçaklar oluyor ama olsun o kadarcık değil mi? Artık yanımızda yedek bez taşımıyoruz ama yedek kıyafet taşıyoruz :)
Gece rutinini tam öğrenemedim, bu nedenle gece her uyandığımda kucaklayıp tuvalete götürüyorum. Bu nedenle benim uykular biraz parçalı bulutlu ama bu aşamayı geçmeye değdi doğrusu.
İkinci ve en az ilki kadar önemli aşamamız da kendi kendine yemek yemeğe geçiş. Öğle ve akşam yemeklerinde henüz hala ağzımıza kaşık gelsin diye bekliyoruz ama kahvaltılarda mamadan, ekmek üstü peynir, yanında zeytin ve domatese geçiş yaptık. Alıyor çatalı eline bir güzel yiyor.
Pek yakında öğle ve akşam yemeklerinde de aynı başarıyı göstereceğimize inanıyorum. Tek sıkıntım yumurta, henüz onu nasıl yedireceğimi bilemiyorum. Haşlanmış yumurta ve omleti sevmedi...
Oğluşumun büyüdüğüne bir başka kanıt da artık aramızda geçen diyaloglar ve oğlumun zekice espirileri. İşte örnekler;
Bir akşam Nazım'ın bahçesinde oynadıktan sonra eve dönüş saatimiz geldi. Poyraz'ı arabasına oturttum ve "hadi annecim herkese iyi akşamlar de" dedim. "İyi akşamlar" dedi.
Arabasını kapıya doğru çevirdim ki, arka masadaki bir arkadaşım Poyraz'ın arabasını durdurdu. "Bir dakika bakalım, bu masaya da iyi akşamlar demeyecek misin?" dedi. Poyraz masada oturan iki kişiyi de tanımıyordu. En ifadesiz suratıyla önce birine, sonra diğerine baktı ve masaya dönüp "iyi akşamlar masa" dedi....
Bir akşam ablası, Poyraz ve ben apartmandan çıkmaya çalışıyorduk. Onlar çıkıp apartmandan sokağa çıkan merdivenlerin başında beni beklemeye başladılar. Ben de Poyraz'ın arabasını merdivenlerden çıkartmaya çalışıyordum.
Bu arada benim oğlum babasıyla dedesi arasında tatilde sıkça geçen diyalogları bana sattmaya başladı.
-Topla gel anne, sağ yap...
Bu tür komik diyaloglar sıkça yaşanıyor, bunlar sadece hatırlayıp not aldıklarım...
Bunların dışında bir de komik kelimelerimiz var;
- O farattan diil anne, bu farattan, bu farattan...
(O taraftan değil anne, bu taraftan, bu taraftan)
- Yoooolur anne, lüften.... (nereden ve nasıl öğrendi bilmiyorum ama boynunu büküp yalvarmayı da öğrenmiş sıpa)
- Sen bana bi sööööle... (Herhangi birşey sorduğunda "bilmiyorum" kelimesini alsa cevap olarak kabul etmiyor, mutlaka ona aklına yatan birşey söylenmeli...)
Son bir gelişme daha, dün akşam itibariyle evimizde bir muhabbet kuşu var. 1 aylık minik bir kuş. Poyraz adını "semih" koydu. Semih Bodrum tatilimizde gittiğimiz oteldeki muhabbet kuşunun adıydı. Bu yüzden oğlum bütün muhabbet kuşlarının adı "semih" olur diye düşünüyor olmalı. Daha cinsiyetini bilemiyorum ama umarım erkektir :)