Salı, Ocak 02, 2007

Çocuklar küçük sevimli yarasalardır...

Çünkü, hayatları gece uyumamak için ne gerekiyorsa yapmaya ve bunun yanında mümkünse ebeveynlerini o sevimli ve solgun halleriyle üzmeye programlanmışlardır. Yılbaşı gecesi akşam yemeğinde başlayan kulak ağrısından sonra, dün bütün gece süren burun tıkanıklığı ne Anı'nın, ne de benim doğru düzgün uyuyamamasına neden oldu. Sürekli üstünü açan bu küçük tırtıl neyse ki yanımda yatıyordu da, sürekli kontrol edebildim. Gece boyunca ağzından nefes alan kuzum, artık sabah 7 olunca "Öcüüü benim burnum tıkalı" dediğinde olayın gerçek boyutunu anladım. Gözler çakmak çakmak olmuş, burnun her iki minicik deliği de kolay kolay iflah olmaz şekilde tıkanmış. Evde burun damlası yok. Kalktık, ılık suyla yıkadık, biraz yumuşayınca da temizledik burnumuzu ama uyku açıldı bir kere :)
Vakit Jetix vaktidir diyip, salona geçtik. Çizgi film ve kahvaltının ardından şimdi ödeve oturduk ama esnemekten ağzımız yırtılacak. Burun akıyor, üstüne bir de öksürmeye başladık. Bugün bayram diye doktorumuz da tatilde.
Ben bir mandalina greyfurt karışımı yapayım bari....