"Geç kalmış bir yeni yıl resmi. Oğlumdan da herkese mutlu yıllaaarrr!"
Bugün tam 10 aylık oldu oğlum. Ne yazık ki tam olarak iyileşmiş değiliz hala. Üstteki 4 dişi birden çıkmaya karar verince zaten güçsüz düşen o minnacık vücut, bir de virüsler gelince savaş alanına döndü. İnatçı 4 dişten sadece biri kendini gösterdi henüz. Diğerleri de çıksın, pasta yapıp konu komşuya dağıtacağım valla. Ne dişmiş beee.
Dün de ateşi 38,5 olunca dayanamayıp doktora götürdüm tekrar. Boğazı hafif kızarmış. Bu tür durumlarda %5 olasılıkla zatüreye dönüşme ihtimali nedeniyle doktorumuz antibiyotik verdi. Böylece benim en azından ilk 1 sene antibiyotik vermeme çabam da beyhude bir çabaya dönüştü tabi.
Büyükler hep der ya, "çocuğun hasta olduğuna değil de, huy değiştirdiğine yanarım" diye. Valla doğruymuş. O güzel güzel yiyen çocuk, 5-6 kaşıktan sonra yemez oldu. Üstelik o kadarcık mamayı bile kustu, hem de kaç kez. Sinirden ve üzüntüden ağlayarak kaç kez hem kendimin, hem de onun üstünü değiştirdim hatırlamıyorum. Hele o güzelim uyku düzenimiz hayal oldu. Gece boyunca 5-6 kez ağlayarak uyanıyor. Kucağıma almadan imkanı yok sakinleşmiyor. Hatta kucağımda bile uzun uzun ağladığı, mızırdandığı oldu. Çok uykusu oılmasına rağmen bir türlü uykuya dalamıyor. Yatağın içinde veya kucağımda dönüp duruyor. Kafasını oradan oraya yaslıyor. Mantra gibi ninni parçacıklarını tekrarlaya tekrarlaya sakinleştirip uyutmaya çalışıyorum. Evin koridorunda Poyraz kucağımda iken ninni söyleyerek volta atıyorum bütün gece. Sırtım, belim ve hatta kalça eklemlerim bile ağrıyor.
Asla biberon maması içmiyor. Hatta su dışında hiçbir sıvıyı da içmiyor. Emzirmenin değerini bir kez daha anladım. Bugün tüm yemeklerini sulu sulu hazırladım da biraz daha normal miktarlarda yedi neyse ki.
En üzücü tarafı da, 9 ayda 10,5 kg olan oğlum 10. ayını doldurduğunda yalnızca 9,600 kg. Bu hastalık oğlumdan tam 450 gram götürdü valla.
Neyse çok şikayet eder gibi oldum. Aslında bunlar normal şeyler. Nasıl olsa geçecek, dermansız dertleri olmasın da kuzuların.
Umarım bu acayip virüs salgınında sıramızı savmışızdır. Bir tur daha dönerse ailece en yakın hastaneye gidip bizi karantinaya almalarını isteyeceğim yoksa.
Az önce güzel güzel uyudu da ben de ihmal ettiğim blogumuza bişeyler yazabiliyorum. Umarım bu gece güzel uyursun bebeğim.
Aşağıda son birkaç gündür çekilmiş birkaç resim var. Sanırım durumu size özetler.
"Ateşini düşürmek için soğutucu bant yapıştırdık. Bantı çıkarmak isteyince de unutsun diye pencereden martılara ve kargalara bakmaya başladık"
"Ana-oğul hastayız"
"Burnu tıkandığında belden yukarısını bir yastıkla yükseltiyordum. Ama minnoş hem üstünü açmayı, hem de yatağına kıvrılmayı başarmış"