Salı, Eylül 13, 2011

Kek yerim, pogaça yerim ama mamamı yemem

Çilek Kız

İş hayatına göbekleme dalınca

Geçen haftadan beri tekrardan çalışan bir anneyim. Ama bir farkla, artık 2 çocuklu çalışan bir anneyim. İşe başlayınca vaktim olur ve bloga yazarım diye ummuştum ama olmadı. O kadar hızlı bir dönüş yaptım ki, bırakın bloga yazmayı, alışveriş listesi bile yazmaya vaktim olmadı.
Nedir şimdi son durum?
Poyraz 4,5 yaşında tatlı dilli, küçük bir adamcık. Onunla gezmeye, sohbet etmeye bayılıyorum. Yeniden okula başladı. Kardeşini çok seviyor, çok da güzel ilgileniyor.
Mira 6 ayını doldurdu. Oturmaktan nefret eden, sürekli gezmek isteyen, pencere çatlatan bir çığlığa sahip, cadı bir kız oldu. O kadar hareketli ve etrafıyla ilgili ki, son 2 aydır sadece 200 gram aldı ve boyu da sadece 1 cm uzadı. Enerji hep dışarı gidiyor. Ek besinlere başladık ama hanımefendi yemekle pek ilgilenmiyor. Çok iştahlı olduğunu söyleyemeyeceğim. Denemelere devam ediyoruz.
Babamız Mira'ya bakmakla yükümlü. Sabahtan öğleye kadar evde oluyorlar genelde. Bu süreçte ev savaş alanına dönmüş oluyor genellikle. Öğlen uykusundan uyandıklarında ise, bu savaş alanını arkalarına bile bakmadan terkedip dışarı çıkıyorlar. İstikamet genellikle Piraye Taşplak Meyhanesi oluyor. Hatta bu konuda bir atasözü bile türettim; "Bakıcısı kocası olanın, kızı meyhanede büyür".
Şaka bir yana 2 cici annesi de kızımla çok iyi ilgilendiklerinden bu meyhane ziyaretleri onayımdan geçmiş durumda. Ama meyhane ziyaretleri, meyhanenin diğer ziyaretçilerinin yakın ilgisiyle sürdüğü sürece çıngar çıkartmaya başlayabilirim. Duydun mu kocacıııım?
Akşam genelde eve aynı saatlerde dönüyoruz. Ben Poyraz'ı okuldan alıyorum. Eve gidiyoruz. Ve asıl maraton o anda başlıyor işte.
Okulda bahçede yerlerde sürünmüş ve üstü başı leş gibi bir Poyraz. Derhal banyoya!
Anneyi görünce çığlıklar atarak memeye saldıran bir Mira. Derhal memeye!
Ve tüm günü kızı eğlemekle geçiren, yorgun ve bitik bir baba. Derhal kumanda elde koltuğa!
Peki bu durumda anne ne yapıyor?
Deriiin bir iç çekiyor, kızı emziriyor, babaya satıyor. Oğlunu yıkıyor, giydiriyor. Yemek hazırlıyor. Yemek yeniyor. Sonra önce kız, sonra oğlan uyutuluyor. Ardından ertesi akşam için yemek yapılıyor. En son da anne fırsat bulursa kendini yıkıyor. Bu rutinimiz. Dün akşam ise durum tam bir komedi idi. Daha doğrusu kara komedi. Aynen yazıyorum, eksiği vardır, fazlası yoktur.
Baba-kız ve ana-oğul aynı anda eve girdik. Kızın acil emesi vardı, yatağa yattık emmeye başladık. Babamız anne istediği için dışardan gelirken aldığı kokoreçlerden kendine ait olanını yemeye başladı. Onu gören Poyraz da kokoreç istedi ve taze fasulyeyi kenara itip annenin kokoreçini yemeye başladı. Emmesi biten Mira babaya postalandı. Anne Poyraz'dan kalan kokoreçi yedi. Bu arada baba dellendi, evi süpürmeye başladı. Anne, Mira kucağında iken ortalığı topladı, nevresimleri çıkardı (çünkü en son ne zaman değiştirildiğini hatırlamıyordu). Kuru fasulyeyi düdüklüde haşladı. Poyraz'a üzüm yedirdi, Mira'ya yoğurt yedirmeye çalıştı. Baba süpürgeden sonra silmeye başladı. Anne Mira'yı yıkadı. Uyuttu. Poyraz'ı yıkamaya girişti. Poyraz'ın saçı henüz yıkanmışken, Mira uyandı. Baba Poyraz'ı devraldı, anne Mira'yı tekrar uyutmaya çalıştı. Banyodan gelen neşeli seslerle Mira zor uyudu. Baba Poyraz'ı giydirdi. Anne Mira uyuduktan sonra mutfağa girdi. Baba Poyraz'la salonda isteksizce lego oynamaya başladı. Anne soğanı doğradı. Mira uyandı, anne Mira'yı tekrar uyuttu. Kuru fasulyeyi pişirdi. Poyraz'a masal okudu, uyumasını bekledi. Yeni nevresimleri taktı. Banyo, lavabo, tuvaleti temizledi. Bulaşık makinesini boşalt-doldur yaptı. Makineye çamaşır attı. Ertesi gün için Mira'ya mama yaptı, giysi hazırladı. 5 dakika dinleneyim de banyo yapayım derken uyuyakaldı. Baba anneyi yatak odasında uyumaya ikna etti. Anne yastığa kafasını koyar koymaz Mira uyandı. Ama bu sefer yaklaşık 1,5 saat uyumadı. Evin içinde nöbetleşe gezildi, oynandı. Anne-baba ve Mira ne zaman bayıldı bilinmiyor :))))

Nasıl?