Mart ayı, kutlu ay bizim için. Bugün de kızımın 6. yaşgünü. Ve bizler 6 yıllık iki çocuk annesi ve babasıyız artık.
Tam 6 sene önce bugün, bu saatlerde henüz doğmasına rağmen emmeden durmayan, kucakta olmazsa uyumayan bir zilli ile baş başaydım. Abisinin yavru kedi miyavlamasına benzeyen cılız ağlamasının aksine, doğar doğmaz "alayına isyan" modunda dünyayı selamladı küçük cadı.
2 yaş civarındaki çığlıkları gerçekten kulak tıkatacak kadar şiddetliydi, ki Poyraz hala çığlık atamaz. İlk gülümseyen pozunu 2 yaşında çekebilmiştim. Gerçekten çok suratsızdı, güldüğü çok nadirdi. Şimdi sürekli kıkırdıyor.
Mira bir çok konuda Poyraz'dan çok farklı olduğu için ezberimiz işe yaramadı. Hala da bizi ters köşeye yatırmaya devam ediyor.
Poyraz konuşarak ikna edilebilirdi, Mira "dediğim dedik, çaldığım düdük" takılıyor.
Poyraz hayvanlara ve bilimsel aktivitelere meraklı idi, resim yapmaktan ve yapbozlardan nefret ederdi. Mira resim yapmaya, yapboz yapmaya ve öykülere bayılıyor.
Poyraz ne kadar dağınık ise, Mira o kadar düzenli. Poyraz ne kadar umarsız ise, Mira o kadar kuralcı.
Poyraz ne kadar top oyunlarına mesafeli ise, Mira o kadar topla oynamayı seviyor, hatta futbol oynamak istiyor.
Ama birlikte yapmayı sevdikleri çok şey de var. Tek kişilik koltuğa iki popo sığdırıp çizgi film izlemek, evde saklambaç oynamak, kaykay parkına scooter ile gitmek, abileri ile kudurmak, kitap okumak...
Onları izlemeye, gelişimlerini gözlemeye, kardeşliklerine tanık olmaya bayılıyorum. Birlikte çok ama çok eğleniyorum. Öte yandan Mira'nın karakter olarak bana aşırı benzeyen bazı taraflarını görmek beni çok ürkütüyor. Belki 10 sene öncesine kadar bende varlığını sürdüren ve bence çok yıpratıcı kimi özelliklerim aynen onda da var. Aşırı sorumluluk sahibi, başarısızlığa tahammülü yok, rekabet etmeyi seviyor, aynı anda bir çok işle uğraşmak istiyor, hızlı öğrenme çabası var ve kurallara uy(a)madığında aşırı huzursuz oluyor. Zor ama törpülemeye çalışıyorum, ben ettim o etmesin, ben çektim o çekmesin diye ama ne kadar başarılı olurum hiç bilemiyorum.
Bu yıl Eylül ayında ilkokula başlayacak kızım. Artık okullu olacak. Büyüyor, neredeyse gözle görülür bir hızla. Ama 6 yılda neredeyse tek bir şey hiç değişmedi. Üzüldüğünde -ki neye üzüleceğini kestirmek neredeyse olanaksız- anında dolan gözleri. O kadar gözyaşı nerede depolanıyor, bilim insanları bile çözemedi :)
Evimizin miniği, canım kızım. Dilerim hep mutluluktan dolar gözlerin. Neşeni, hayallerini ve azmini sıkı sıkı tut, sakın bırakma. Seni çok ama çok seviyorum....