Pazartesi, Temmuz 07, 2014

Büyük insanları severim

Sevgili oğlum,
Sevgili kızım,
blogumu amacına uygun olarak siz büyüyene kadar tutabilirsem, zaman zaman size öğüt olmayan ama içinden öğütler çıkartabileceğiniz yazılar da yazmaya çalışacağım. Eee 40'a bir kala kimi öğütler verebilecek kadar da deneyim biriktirdim sayılır.

Şimdi sevdiğim insanlar hakkında yazacağım size. Yani sevdiğim insan tipolojisi hakkında. Nasıl insanları severim ve neden?

Ben büyük insanları seviyorum. Öyle cüssesi, gözü, eli büyük değil, yüreği, aklı ve izdüşümü büyük insanları.

Mesela kocaman yürekli insanları seviyorum. Bağrına koşulsuz basan, seni sen gibi anlamaya çalışan, en azından dinleyen insanları. Bu insanlar genelde kocaman gülerler de. Buradan tanıyabilirsin onları. Ben kocaman gülen insanları da çok seviyorum. Kahkaha attı mı, yüreğinden taşar nidaları. Bu insanlar gailesiz değildir, yaşanmışlıkları, acıları da büyüktür. Örtmez o acıları, nakış yapar işler eteğine, orada taşır ömrü boyunca ama o etek ayağına dolaşmaz. Örtmez kafasını da. Kahkahası da, gözyaşı da meşe fıçıda mayalanmış şarap gibidir bu yüzden. Ekşimez.

Aklı büyük insanları seviyorum. Çok akıllı değil, aklı büyük. Anlamaya çalışan, dinlemeye çalışan, yargılamayan, sevdiğini ve sevdiğinin isteklerini önemseyen, emek veren, sünger gibi dinleyen, kurşun gibi değil, kadife gibi konuşan insanları severim. Onlar yüreğinizi acıtmaz..

İzdüşümü büyük insanları seviyorum. Büyük yürekli ve aklı büyük insanlar üretir. Sevgi üretir, emek harcar değer üretir, bilim üretir, sanat üretir. Üretirken kimseyi çiğnemez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi üzmez. Kuş kadar insanların ürettikleriyle nasıl da kocaaaa devlere dönüştüklerini gördüm ben. Kocaman insanların da toplu iğne kadar gölge edemediklerini de.

Anneannem, yılların deneyimi ile; "gözleri velfecri okuyandan kork" derdi. Size de korkun çocuklarım, konuşurken gözünüzün içine bakamayan insanlardan uzak durun. Bu da bu yazının öğüdü olsun. Bu insanlar size saygı duymaz, sizi anlamaz, çünkü sizi dinlemez. Aldatıcıdırlar, can acıtıcıdırlar.

Haaa peki ben bu yazıyı neden mi yazdım?
Cuma akşamı 3 tane büyük kadınla buluştum ben, büyük büyük güldük, büyük büyük dertleştik. Ordan aklıma geldi. Bu yazı onlara ithaf, size küpe olsun :)

Çarşamba, Temmuz 02, 2014

Tatil ama nerde, nasıl?

4 sene önce kızım doğduğunda babamız 17 yıllık bilgisayar mühendisliği şapkasını çıkartıp, turizmciliğe soyundu. Şanslıydık, babaanne ve dedenin emekli öğretmenler olarak işlettiği bir yer vardı. Orayı ele aldı ve işletmeye başladı. Bilmediğimiz bir sektör, araya giren mesafe ve uzun süren ayrılıklar yıpratıcı oldu tabi. Hatta ayrılık kısmı hala yıpratıcı oluyor elbette, zira uzaktan kumandayla yürümüyor bu gemi. Bizzat içinde, kaptanı olmak lazım. Bu nedenle tam 4 yazdır babamızdan ayrıyız. Olsun, sağlık olsun. En kötü ayrılığımız bu olsun.

Şimdi bu girizgahı neden yaptım?
Bugün artık geldiğimiz noktada İzmir Tatilevi bu bloga yazılmayı haketmiştir efendim. Artık çok daha güzel dekore edilmiş, birçok şeyi konukların istek ve ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmiş bir mekan ve gemisine çok daha hakim bir kaptan var karşımızda.

Hepimiz 50 hafta boyunca, 2 haftalık tatil için çalışmıyor muyuz? İşte bu yüzden tatil çok önemli. Herkesin tatil tercihleri de farklı doğal olarak. Kimi değişik ülkeler gezmeyi sever, kimisi tüm gün güneşlenip, akşam çılgınca eğlenmeyi. Kimisi yaylaya çıkmak ister, püfür püfür bir tatil için, kimisi de ailesiyle beraber keyifli bir dinlence geçirmeyi tercih eder.

İzmir Tatilevi, birçok başlıkta sizi tatmin edebilecek bir yer. Kısaca özetleyeyim; bir binada tam 9 tane apart daire var. Hiçbirisi birbirine benzemiyor. Tek odalı olanı da var, 3 odalı olanı da. Tüm daireler full eşyalı. Valizini alıp gidiyorsun. Yastığın, yatağın, çarşafın, banyo havlun tertemiz seni bekliyor oluyor. Klima, TV, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi filan onları saymıyorum bile. Daha yeni götürdü kocacım kahvecileri, bahçede misler gibi Türk kahvesi yapılsın da, fallar bakılsın diye. Her odada balkon var, kimi daireler süper şahane deniz manzaralı. Öyle aradan dereden değil, önü olduğu gibi açık, Ege denizi ve doyulmaz bir gün batımı izliyorsunuz. Hayal edin...

3 tane bahçe katı daire var ki, özellikle yaşlısı ve çocuğu olanlar için ideal. İster çocuğunu uyut sen kapının önündeki salıncakta kitap oku, ister çocuğun hamakta uyusun sen takıl. Bahçenin üstü tamamen asma çardağı. Hatta bahçeye dair hergün aklımıza şahane ve keyifli fikirler de geliyor, bakalım size denk gelir mi?

Bir teras var ki, kalabalık bir arkadaş grubu için de olabilir, kuzenli, dayılı bir aile için de. Küçük çocuklulara terası önermiyorum, teras işte yaa. Korkuyorum ben .. Ama o teras var ya o teras, ömür uzatacak cinsten. Kendisine ait bir barbeküsü ve çardağı var. Akşam milyonlarca yıldızın altında artık rakı mı içersin, şarkılar mı söylersin, yoksa cırcır böceklerini mi dinlersin sana kalmış. Manzarasını anlatmama gerek var mı?

İzmir Tatilevi, yakınında 6 tane marketi olan bir konumda. Alışveriş sorunu yok. 10 dakika çapında onlarca yemek yeme alternatifi mevcut. Sahile sadece 75 metre ve sahilde her iki yöne doğru uzanan yürüyüş yolları var. Çay bahçeleri, kafeler, gece pazarları  cıvıl cıvıl.

Hep burada mı kalacağız? Gezme olanakları nedir diye soran olursa söyleyeyim. Arabanızla gelirseniz, seçenek neredeyse sonsuz. Çeşme 1 saat, Kuşadası 50 dakika, Selçuk ve Efes 30 dakika. Şirince 45 dakika, Seferihisar Sığacık 20 dakika. Ödemiş, Birgi, Tire 1 saat uzaklıkta. Haaa asıl kısmı söylemeyi atlamışım, İzmir Tatilevi İzmir Seferihisar Ürkmez'de. Seferihisar merkeze 24 km mesafede, Gümüldür'e komşu bir mahallede.

Arabası olmayanlar buralara toplu taşıma araçları ile de gidebilir ama biraz daha uzun sürer tabi. Ancak İzmir Tatilevi zaman zaman Sığacık kalkışlı tekne turları da düzenliyor. Buraya ulaşım da sağlanıyor. Tekne turunu şiddetle tavsiye ederim.

Hemen 15 dakika uzaklıta bir de Aqua Park var, çocukların favorisi.

Şimdi gelelim bir de sahile; binaya 75 metre uzaklıkta yaklaşık 20 metre eninde (belki daha fazladır valla) ve kilometrelerce uzanan bir sahil var. Dolayısı ile de yer yer farklı özellikler gösteriyor. Ama hemen bizim hizamızda kumsal kum ve çakıl karışık. Çakıl dediysem, küçücük ve yusyuvarlak. Sahilin çakıllı kısmında da oturabilirsiniz, yumuşacık kum kısmında da. Deniz tertemiz. Hava durumuna göre değişecek şekilde dalgalı veya durgun oluyor ama her durumda tertemiz.

Binanın hemen önünde küçük bir çocuk parkı da olan bir yeşil alan var, çam, dut, iğde ve incir ağaçlarının altında masa tenisi oynayabileceğiniz ve muhabbet edebileceğiniz çiçeklerle bezeli bir alan. 100 metre ilerde daha büyük bir çocuk parkı ve açıkhava spor aletlerinin olduğu bir park daha var.

Eğer hala tatil planı yapmadıysanız, tatil köyleri size veya bütçenize uygun değilse İzmir Tatilevi'ne bir bakın derim. Gitmeye karar verirseniz, babamıza da bizden bir selam söyleyiverin olur mu? Onu çok seviyoruz...