Bugün itibariyle 8. ayımızı ve aynı zamanda 35. haftamızı doldurduk. Artık biraz daha kolay yorulur hale geldim. Ellerimdeki eklemler ağrıyor, eklem arasında sıvı birikmesi nedeniyle olurmuş bu. Ne tutsam düşürüyorum :)
Sanırım artık bebek inmeye başladı, kasıklarıma yaptığı baskı arttı. Ayaklarım da daha çok şişiyor. Hareketlerinde hemen hiç azalma yok, dün akşam bana kitap okutmadı sıpa :)
Neyse artık sadece 2 hafta daha çalışıp doğum iznine ayrılacağım. Sanırım dayanabilirim.
Cumartesi günü Kahraman ailesini ziyarete gittik. Gittiğimizde Deniz babasının kucağında yatıyor, Özlem ağlıyordu. Bu işte bir terslik var dedim. Neyse sonra mevzuyu anladım. Deniz'cik kolay kolay doymuyor, Özü'nün de sezeryan nedeniyle sütü gelmiyormuş. Sonuç; doymayan Deniz ağlıyor, Deniz ağlayınca mama veriliyor ve susuyor ama bu sefer de morali bozulan Özü ağlamaya başlıyor. Kıvanç da bir nu, bir onu teselli ediyor :)
Neyse sonra sorun halloldu. Meğerse ikisi de beni beklermiş :P
Ben gittim Deniz kızı uyudu.Özlem sakinleşti. Sonra Deniz uyanınca meme emmeye başladı. Özü'nün sütü bollaştı, rengi koyulaştı... Cadı kız memeden, memeye geçerken bile kıyameti kopartıyor ama en azından artık karnı doyuyor. Nasıl şeker, nasıl biblo bişey anlatamam. Anlatmam da zaten, nazar değmesin. Tahtaya vurun bakiim...
Artık ben de daha bir hevesle, heyecanla ve tatlı bir endişe ile oğlumu beklemeye başladım. Bunları Özü ile hiç konuşmamıştık, hiç planlamamıştık. Bakalım benim başıma ne tür süprizler gelecek :))