Çarşamba, Kasım 11, 2009

ve resimler...

Poyraz uyudu uyumasına da :)
Ben sözümde duramadım, siz diyin tembellik, ben diyeyim yorgunluk...
Buyrun resimlere...



Yazdan kalma son güzel günlerden birinde, sahilde. Arkada görülen beyazlı adam da Poyraz'ın uçurtmasıyla oynayan babamız :)



***

Uzun uzun taşlarla oynadı, topladı üst üste dizdi. Ve sürekli "maka paka maka mu, maka mika maka pu..." şarkısını söyledi. Anlayan anladı :)))



***

Denizi ve denizdeki yelkenlileri seyretti.


***

Lunaparkta atlıkarıncada. Fırsattan istifade ben de eğlendim :)


*** Lunapark için henüz küçüğüz. 3 yaşın altındakiler binemez diyince, biz de binip fotoğraf çektirdik.

***


Burda babası ısrar edince çalıştırdılar çarpışan arabaları ama korktuğum başıma geldi. Gitti arabayı kenara tosladı, kafayı da koltuğa...



***


Baba-oğul uçağa bindiler. İkisi de çok eğlendi valla. İşin en zor kısmı doğru düzgün bir kare yakalamaktı. Ancak bu kadar yakalayabildim işte :)



***






Yaşımıza uygun tek şey bu trendi. Neyse ki Poyraz da çok keyif aldı da lunaparka geldiğine pişman olmadı.



***




Resim çekiyorum annecim, poz ver dediğimde şimdiye kadar yakaladığım en sempatik kare bu. Nefret ediyor poz vermekten ve resminin çekilmesinden. Ama makineyi eline geçirdi mi resim çekmeye bayılıyor o ayrı. Kamera arkasını sevecek sanırım benim oğlum. Şov adamı değil :P

***
Yorulunca en iyi babanın omuzunda dinlenilir.


***

Hava güzel, insanlar terlikle sokağa çıkmışlar. Ama benim oğlum çizmelerimi giyicem diye tutturdu. Renkler de böyle olunca küçük çiftçi oldu benim oğlum.


***


Ve anne bu küçük çiftçiyi yer :)


***



Ben Defne Lal'i çekmeye çalışırken çatlak annesi de beni çekiyormuş. Japonlar gibiydik valla ama elimizde kalan resimlerden hayır yok. Yani kuzular 1 saniye durmuyorlar ki.


***


Bu da Defne kuzusunun yakalayabildiğim yegane görüntüsü. O da hiç sevmiyor poz vermeyi.

(ben beceremiyor değilim yani :))

Neyse işte bizde son durumlar böyle, hepinize sevgilerimizi yolluyoruz....