Pazar, Ekim 02, 2011

Kız işte

Aslında bir ara uzun uzun ilk 7 aya göre kız bebek ve erkek bebek arasındaki farkları yazacağım. Ama aşağıdaki resimler kız bebeklerin ne kadar değişken bir ruh haline sahip olduklarını gösteriyor. En azından benim kızım heyheyli bir cadı :)

Resimleri sadece 30 saniye arayla çektim. Ve bu değişikliği gerektiren hiçbir şey de olmadı. Yorum sizin...






7 aylık bir başka çocuk menüsü

Bir başka diyorum çünkü 4 sene önce Poyraz bu aylarda iken yazdığım menü ile alakası olmayacak bu menünün.

Sevgili minik kızım, biraz da hastalığın etkisiyle (viral bir enfeksiyon ama bronşlara inmiş:( ) aynen şu şekilde besleniyor. Bunların en iyi ihtimalle yedikleri olduğunu da belirteyim. Çoğunlukla bunlarıun hepsi aynı gün içinde yenmiyor.

Kalkış - Prensesin kalkış saati genellikle belli olmuyor ama çoğunlukla babasıyla 9'a kadar uyuyor.
Kahvaltı - Kahvaltı etmiyor, ağzına peynir sokamadım. Genelde 2 adet bebek bisküvisi veya bir parça ekmek kemiriyor. Onların da ne kadarı ağzına, ne kadarı üstüne başına gidiyor bilemiyorum.
1 saat sonra max 50-60 ml süt (devam sütü veya sağıp bıraktığım anne sütü) ve uyku
Uyanınca meyve (2-3 tane üzümün suyu veya 1/4 armutun rendesi veya bir iki ısırık muz)
Öğle uykusu 2 sata kadar sürüyor
Uyanınca yarım çay bardağı kadar sebze yemeği ve iyi ihtimalle 2-3 çay kaşığı yoğurt

Yazmadım tabi ama aralarda 50-60 cc süt içip uyuyor

Akşam şekerlemesinden sonra yine süt.
Bizimle akşam yemeği sırasında canı ne isterse (ekmek, 1-2 parça makarna, haşlanmış havuç...vs)
Gece yatmadan önce muhallebiyi ağzına sürmüyor. Sadece anne sütü
Ve gece boyunca da çeşitli aralıklarla uyanıp emiyor.

İşte hepsi bu :)






Pardon siz iyi biri misiniz?

İstanbul'da yaşıyor olmanın, belki de çağımızın getirdiği bir paranoyanın sonucunda çocuğumu yabancı insanlarla konuşmaması konusunda sürekli uyarıyorum. Neden bir eve ben yokken gidemeyeceğini, neden kimseden yiyecek birşey almaması gerektiğini, neden kimseyle bir yere gitmemesi gerektiğini açık açık anlatıyorum. Peki anlıyor mu? Tabi ki hayır çünkü o bir çocuk. Saf ve iyi niyetli bir çocuk.

Sürekli gittiğimiz bir yer var, Piraye Restorant. Mekan yakın arkadaşlarımızın zaten. Mekanın önü çıkmaz sokak ve çocuklar orada araç korkusu olmaksızın oynuyorlar. Ama sokakta kalmıyorlar. Geçenlerde karşıdaki bir evden çıkarken yakaladım onları. Ne ara girdiler hiç bilmiyorum ama çok korktum. Poyraz'ı da adam akıllı haşladım. "Ya onlar kötü insanlarsa, ya sana zarar verirlerse, ya seni bir daha göremezsem..." "Neden kötü olsunlar ki anne" deyip durdu benim meleğim.

Dün Güneş'in doğum gününü kutladık aynı mekanda. Tabi Poyraz ve Piraye yine ortalıktan yok oldular. Hazine arıyorlarmış, onları bir binanın altındaki resim atölyesine tam girecekken yakaladım. Yine aynı sokakta sonuçta uzakta değil ama bilmediğim bir yer. Sonradan anladım ki, oranın sahibi ressam bayan zaten restorantın önündeki masalardan birinde oturuyormuş. Tanıyorlarmış ama ben tanımıyorum neticede. Kadınla tanıştık ve kadın bana "ne kadar sevimli bir oğlunuz var" dedi. Dükkana girmeye teşebbür etmeden önce, benim bay zeki işini garantiye almak için kadına sormuş; "pardon siz iyi biri misiniz?" diye. Kadın anlamamış tabi "evet" demiş. Benimki yeterli bulmamış anlaşılan, "bakın doğru söylüyorsunuz di mi, gerçekten iyi birisiniz di mi" diye de üstelemiş. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.

"Oğlum kötü biri hiç kötüyüm der mi, kötü bile olsa iyiyim dese ve seni kandırsa ne olacak" dedim. Ne cevap verse beğenirsiniz, "anee yalan söylemek çok kötü birşeydir"

Ben seni nasıl koruyacağım benim iyi kalpli, dürüst oğlum....