Pazartesi, Nisan 18, 2011

Kırkımız çıktı

Bugün itibariyle kızım ve ben 40 günü devirmiş bulunuyoruz. İkinci bebek olduğundan mıdır, yoksa babamız yanımızda olduğundan mıdır bilemiyorum ama zorlandığımı söyleyemeyeceğim. Kızım da uslu bir bebek tabi hakkını yemeyelim :)

İkinci çocuk olunca ister istemez bir kıyaslama yapıyor insan, "Poyraz şöyleydi, bu böyle" diye. Ya da "oğlan çocuğu şöyle yapar, ama kızlar böyle" diye. Müsadenizle birkaçını yazıya dökeyim.

Poyraz hiç ağlamazdı, hatta doktora bile götürmüştüm. Bu çocukta bir problem mi var, hiç ağlamıyor diye :))) Doktorun bizi bir kovmadığı kalmıştı.
Mira ise mıkırdanmaya başladığı andan itibaren 30 saniye içinde kucağına almazsan veya aç ise memeyi ağzına tıkmazsan çığlığı basıyor.

İkisinin de gazı var diyemem, sabaha karşı azıcık ıkınıp sıkınıyorlar ama sanırım her bezden sonra karınlarına zeytinyağı ile yaptığım masaj işe yarıyor.

İkisi de (ve hatta tüm bebeklerin %95'i) kucakta uyumayı seviyor. Babası kızda sensor olduğunu düşünmeye başladı, kucakta pelte gibi uyuyan çocuk, yatağa koyar koymaz uyanıyor diye...

Poyraz'ı ilk ay her gece saat kurup uyandırmak zorunda kalmıştım. O kadar tembeldi ki, acıksa bile meme emmeye üşenirdi. Zaten bu yüzden 7,5 aylık emmeyi bıraktı ya. Hala da ağzına bir lokma verirsem yiyor. Kendi yemekten nefret ediyor.
Mira ise daha ilk geceden beri 2 saatte bir uyanıp meme istedi. Azıcık gecikirsem, kıyameti kopardı. Daha birkaç günlük iken poposunu çevirip gövdeme öyle bir yapışırdı ki, emerken tek damla boşa gitmedi.

Poyraz, koca kafa olmasına rağmen, omurgası daha güçlü olduğundan mıdır nedir, çok erken kafasını dik tutmayı başardı.
Mira ise daha birkaç gündür kafasını tutabiliyor. Narin bir kız işte :)

Neyse bugün önce kırklanacağız (kırkıncı gün banyosu-geleneksel), sonra da kırk uçurmaya gideceğiz Başak Teyze'mize... Başak Teyzemiz artık kırklama annemiz olacak :)

Resimleri çekeceğim, yarın yüklerim artık.
Sevgiler...