Perşembe, Eylül 17, 2009

Ortaya karışık resimler ve inciler


"Nedir bu kuşun bizden çektiği, tepesinden ayrılmıyor..."

Poyraz neredeyse 3. haftasını tamamlayacak yuvada. Artık alıştı sayılır. Ama önümüzdeki ay tam gün düzene geçince bir kıyamet dönemi daha bekliyorum.

Onun dışında 2,5 yaşında, komik bir çocuk oldu. En sevdiğim yanı da bu, ağır abi görüntüsünde ama espiri yapmayı çok seviyor.

Eve yeni çamaşır makinesi alınacağı için eskisini dün o uyurken teyzesi aldı götürdü. Ben akşam eve geldiğimde beni kapıda karşıladı ve çok muzip bir surat ifadesiyle;
"Anne ben bugün ne yaptım biliyor musun?" dedi.
Ne yaptığını sordum, aldığım cevap şöyleydi; "Dodus dodus (hokus pokus) yaptım, çamaşır makinesi gitti". Sonra da hınzırca kıkırdadı. Bu espiri bütün akşam sürdü.
En son yatarken bana sessizce; "annecim çamaşır makinesine ne oldu biliyor musun? Aslında ben dodus dodus yapmadım. O şakaydı" dedi. Merak ettim ne diyecek diye, "ne oldu annecim" dedim. "Çamaşır makinesi birden gözlerini açtı, bacaklarını çıkardı, yürüdü gitti" demez mi... Televizyonda robota dönüşen beyaz eşyaların olduğu reklamları çok seviyor, hemen ona uyarladı durumu.

"Banyoda küveti doldurup içinde oynamayı o kadar seviyor ki, çıktığında elleri ve ayakları buruş buruş oluyor"

"Afacan kız Lara'ya çoook sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum"
Geçtiğimiz haftasonu Lara'nın doğum günü idi. Cıvıl cıvıl, çocuk dolu güzel bir doğum günü kutlaması idi, ama yine de 2-3 yaşlarında bir dolu çocuğun peşinde koşmak fazlasıyla yorucu oldu benim için. Sanırım 5 yaşına kadar, 3 çocuktan fazlasını ev ortamında bir araya getirmek atom bombası etkisi yapabilir.

Bu da tuvalet eğitimine başladığımız zamandan kalma bir resim. Lazımlığı çok az kullandık, adaptör ile klozeti kullanmayı tercih ediyor. Haklı tabi, salonun ortasında işeyen bir yetişkin görmedi henüz :)

Son haber; anneannemiz, dedemiz ve abimiz nihayet yazlıktan döndüler. Poyraz'ın onları ilk gördüğündeki kocaman yüz ifadesini ve yumruklarını sıkıp titreyerek "ananecim, dedecim" deyişini hiç unutmayacağım.

Poyraz'dan son bir inci daha yazarak bitireyim.
Dün konuşurken aklıma geldi, sanırım bloga yazmayı unutmuşum. Olay birkaç ay önce oldu aslında. Ben Poyraz arkada iken araba kullandığımda, eğer ani bir fren yapmak zorunda kalıyorsam, Poyraz'ın öne doğru kaykılması nedeniyle "pardon annecim" diyorum. Aslında bir tür alışkanlık kaldı, bazen söyledimi farketmiyorum bile. Neticede Poyraz buna alıştı. Birkaç ay önce bir taksiye binmiştik. Şoför sert bir fren yaptı ve durdu. Benimki 5-10 saniye bekledi. Sonra koltuğun arasından şoföre doğru eğilerek şunu dedi; "Pardon desene"
Şoförün yüz ifadesini görmeliydiniz, tabi ben de gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

Komik oğlum benim, neşe kaynağım.
Size de gülücük dolu günler diliyorum...