Aklım evde, kuzucum hasta. Dün sabah ben bırakırken biraz sıcaktı. Sonra babası ateşini ölçmüş 38 imiş. Klasik Calpol şurup verdirdim 1 tatlı kaşığı ama ateşi düşmedi. Hatta 39'a çıkıp, oğlum lodos yemiş balık gibi pelte olunca (tabi bunu teyzesi haber verdi) doktorunu arayıp randevu aldım. Ancak akşam 17.30'a randevu alabildim. Sonra dayanamayıp işten çıktım ve oğlumun yanına gittim. 10 aydır neredeyse ilk kez bu kadar ateşlendiği ve ateşi düşmediği için endişelendim.
Eve gittiğimde teyzesi onu soymuştu zaten, beni görünce hemen kucağıma atladı. Vücudu ateş gibiydi ya, gözler bayılmıştı. Kulaktan ölçüme güvenmeyip, cıvalı dereceyle poposundan ölçüp de 39,5 dereceyi görünce hemen ılık duşa soktum. Biraz düştü sonra gene yükseldi ateşi. Tabii bu arada sürekli mızıldanıyor. Birşey de yememiş doğru dürüst. Ateşi yükseldikçe uyukluyor. Ateşi düştükçe biraz oynamaya başlıyordu. Sonra babası da geldi, doktora götürdük. Tabii sabahtan beri mızıklayan bir bebeğe bakmaktan yemek yiyemeyen teyzemizi azad ederek :) İyi ki kardeşim müsaitti, yoksa annemle babam da yorgan döşek hastayken ben ne yapardım.
Neyse doktora gittik. Doktor amcamız hemen aldı oğlumu. Benim sıpanın ateşi yükselmeye, gözleri baygın baygın bakmaya başlamıştı aslında ama keyfi yerinde idi. Doktor amcaya alkış yaptı, deli deli yaptı, parmağını avucunun içine değdirerek biir bir anlatcam dedi...Doktor amca da bu arada bizi bir güzel muayene etti. Oğlumun boyu çok uzamış. 24 günde tam 2,5 santim uzamış ve 74 santim olmuş. Uzadığını biliyordum çünkü bütün giysileri kısa gelmeye başladı. Ama kilosu azalmış. 350 gram vererek 9,800 kg olmuş. Büyük ihtimalle bu ateşten, su kaybetmiştir dedi. Neticede üst dişlerimizin 4'ü birden yolda. Zaten eli hep ağzında ve canının çok yandığı belli. Doktor bir de 6. hastalıktan olabilir ama bunu şimdi anlayamayız dedi. 6. hastalık çocuklarda görülen 3-5 gün ateşten sonra kırmızı döküntüyle sonuçlanan virütik ve bulaşıcı bir hastalık. Bakalım, ateş bitince döküntü olursa anlayacağız ki 6. hastalık oğlumu bu hale getirmiş.
Diş çıkarmak ateş yapar mı, yapmaz mı diye tıp çevrelerini bile 2'ye bölen bir tartışma var. Ben olayı şöyle yorumluyorum artık. Diş çıkarmak minnacık bir bebek için çok yorucu, çok can acıtan bir süreç. Metabolizma enerjisinin büyük bir kısmını dişlere harcıyor. Dolayısı ile de vücut daha savunmasız kalıyor. Bağışıklık sistemi pek gelişmemiş bir minik kuzu da bu süreçte hastalıklar karşısında daha zayıf kalıyor. Enfeksiyonlara daha kolay yakalanıyor. Birçok enfeksiyonun belirgin belirtisi de ateş olduğu için, diş çıkarmaya ateşin eşlik etmesi normal bir durum oluyor.
Yalnız ben dün bir yerde yanlış yaptım sanırım. Doktorumuz ateşi 38'e düşene kadar sadece beziyle tutun. 38'in altına düşünce de sadece body giydirin. Ellerinin ve ayaklarının soğuk olması sizi yanıltmasın. Bu ateşi atmak için gelişen bir mekanizmadır dedi. Üzerine de ince birşey örtmemizi istedi. Ben de onu body ile yatırdım. Üstüne de ince bir pike örttüm. Gece boyunca ateşi bazen yükseldi, bazen düştü. 37,5 civarına düşünce pijamalarını giydirdim ama üzerinde kısa kollu birşey vardı. Üzerine örttüğüm örtüyü de giderek kalınlaştırdım. Kolları hep buz gibiydi. Sabaha karşı yatağına geçirip, üzerine yorganını örttüm. Ama sanırım biraz üşütmüş. Nerede üşüdü emin değilim ama bugün hapşırıyor ve burnu akıyor. Resmen kaş yapayım derken, göz çıkarmışım. Ama bu dengeyi kurmak öyle zor ki.
Bugün yine teyzesi yanında. Güzel olan, yemeğini yemiş. Ama ateşin seyri dünkü gibi. Her 5 saatte bir 1 çay kaşığı İbufen veriyoruz. Arada ateşi gene yükselirse 1 tatlı kaşığı calpol de verebilirmişiz. Ah şu küçük pirinç dişler bir çıksa da rahatlasa benim minnoşum. Şimdi işteyim ama aklım evde. Neyse ki bugün cuma ve 2 gün oğlumla ilgilenebileceğim. 1, 5 saat kaldı çıkmama. Dayan kuzucum, annecik gelip kucaklicak seniiii.