Şu sıralar en sevdiğimiz şeyler bunlar. Ha bir de dizüstü bilgisayarım tabi :)
Yürümek konusunda oldukça ilerledi Poyraz Bey. Hala sarhoş bekri gibi ama en azından artık salondan yatak odasına yürüyerek gidebiliyor. Babası ona öten sandaletlerden aldı. Topuklarında hava yastığı var ve üzerine bastıkça vik vik ötüyor. Nasıl eğlendi o ayakkabılarla anlatamam. Hele ilk giydiğinde resmen tepindi durdu. Ayakkabı öttükçe de kahkahalar attı. Ama bugün annem ayakkabının düdük kısımlarını çıkarıp atmış. Küçük yaramaz, ayakkabısından bu düdükleri çıkarmayı başarmış çünkü. O küçük cımbız parmaklarla tuttuğu herşey ağıza tabi.
Yürümeyi bitirdik sanki, merdiven çıkmaya çalışıyor. Sabahleyin apartmanı inletti merdivenden 6. kez çıkmasına izin vermedim diye :)
Yemek konusunda gittikçe daha az seçici olmaya başladı. Hala çok katı şeyleri yemeyi sevmiyor ama en azından bizim yediğimiz tüm yemeklerden yemeyi kabul ediyor. Süt krizimizi de aştık. Artık her uykudan önce süt içiyor kuzum. Beslenme düzeni ise şöyle;
07.00 Uyanınca süt
8.30-9.00 kahvaltı
10.00 Süt ve uyku
12.0-12.30 öğle yemeği (etli sebze yemeği veya etli çorba), yanında yoğurt
14.00 - 14.30 Meyve
15.00 - 15.30 Süt ve uyku
18.00 akşam yemeği (öğlenin aynısı veya anneannesi ne pişirdiyse)
21.00 Süt ve uyku
Haftada 1 gün balık, gün aşırı yumurta ve her kahvaltısında ceviz veya fındık veya badem yiyor.
Yürümeye başladığından beri çok değişti. Ufku genişlediği, bakış açısı farklılaştığı için olsa gerek, daha önce defalarca gittiğimiz yerlerde daha önce hiç görmediği ayrıntıları yakalamaya, çok farklı bir heyecan duymaya başladı. Çok daha dikkatli ve talepkar oldu. Arabasında oturmaktansa parmağımızı tutarak dolaşmayı ve keşfetmeyi tercih ediyor. Tabi bu şekilde alışveriş yapmak oldukça uzun sürmeye başladı. Rengarenk market raflarındaki tüm ürünlere dokunmak ve incelemek istiyor. İzin vermeyince de kıyameti kopartıyor.
Bana düşkünlüğü ciddi boyutta, ortamda ben yoksam sorun yok. Herkesle iyi geçiniyor. Ama ortamda ben varsam babası bile "eeeh, nannaaaa". Tüm günü onunla oyun oynayarak geçiren babama bile anında yüz çeviriyor küçük hain.
Geçen akşam teyzesine gittik. Bu arada teyzemiz ve abimiz artık kendi evlerindeler. Bir de köpekleri var. Poyraz Rocker'la ilk kez tanıştı. Bir köpekle ilk kez bu kadar yakınlaştı. Tabi ben çok endişeliydi ama sonradan anladım ki endişemin yönü yanlışmış. Çığlıklar atarak köpeği kovalayan, hayvanın burnuna ve gözüne parmağını sokmaya çalışan Poyraz yüzünden zavallı Rocker korkusundan saklandığı yerden çıkamadı.
Sokakta gördüğümüz her kediye ve köpeğe atlıyor. Hepsine şirin çığlıklar atıyor. Aşağıda resimde de göreceğiniz gibi babamızın getirdiği uğur böceği de çok ilgisini çekti. Umarım hep hayvanları seven bir çocuk olur.
Geçen hafta sonu Piraye'nin doğum gününü kutladık. Küçük prensesimiz de yaşını doldurdu. Nice mutlu ve sağlıklı yaşlara kuzucum...
Yazacak daha birçok şey olduğuna eminim ama ben çok yorgunum. Müsadenizle az önce pişirdiğim damla sakızlı sütlaçları buzdolabına kaldırıp yatacağım.