9 Mart da kızımın doğum günüydü. Kutlu, mutlu mart ayının bir diğer önemli günü de bu idi. Kızımın ilk yaşgünü. Benim daha doğduğu anı dün gibi aklımda olan minik kızım artık tam bir yaşında. Tam da doğum gününde ciddi bir şekilde yürümeye başladı. Kızım yaşını ayakta karşıladı.
Canım kızım, dilerim hayatın boyunca bir kadın olarak aklınla, bedeninle özgürce yaşayabileceğin, isteklerini yerine getirirken sadece kendi sınırlarını kendin koyacağın, kendi iraden ve arzuların doğrultusunda sevgili ve anne olacağın/olmayacağın, ne olursa olsun mutlu olacağın bir mesleği seçeceğin, sağlıklı, çok mutlu, çok umutlu ve huzurlu bir yaşamın olur.
Mira gerçekten bir dişi örneği. İki abisini de mum edebiliyor daha şimdiden. İsteklerini ifade etme biçimi, reddedildiğindeki tavırları, cilvesi, nazı, dikkat çekme yeteneği inanılmaz. Neşeli günler, bizi bekler deyip elimdeki birkaç kare fotoyu ekliyorum. Devamı gelecek :)
Asıl doğum günü partisini havalar güzelleştiğinde abisiyle birlikte, açık havada kutlamayı hedefliyorum. Ama "ilk yaşgünü, gününde kutlanır" diyerek, kızım için kocaman, şahane bir pasta yapan cici annemiz Başak'a da kocaman bir teşekkür etmeyi unutmuyoruz elbette...
Pazartesi, Mart 12, 2012
Perşembe, Mart 08, 2012
İS-TE-Mİ-YO-RUM...!!!
Bana gelen bir yazı, aynen paylaşıyorum.
* 10 dakika yerinde duramayan çocuğumun 40 dakika sırada oturmaya mecbur bırakılmasını istemiyorum.
* Oyun çağındaki çocuğumun bu ihtiyacının, zaten zor olan ergenlik dönemine bırakılmasını istemiyorum.
* Henüz özbakım becerilerini kazanmamış çocuğumun, kişisel ihtiyaçlarını kendi başına beceremediğinde kendine ...güveninin sarsılmasını ve değersizleştirilmesini istemiyorum.
* Sosyal olgunluğu tamamlanmamış 5 yaşındaki çocuğumun, tek başına servisten inip eve girmesini istemiyorum. * Çocuğumun, yıllık eğitim programını yetiştirmek zorunda olan sınıf öğretmeninin zorlamalarına maruz kalmasını istemiyorum.
* 5 yaşındaki çocuğumun kocaman bilinmez bir alanda yalnız kalmasını istemiyorum.
* 5 yaşındaki çocuğumun 12-13 yaşındaki abi ve ablaları ile, aynı alanda risklere açık olarak bulunmasını istemiyorum.
* 7 yaş çocuğunun dahi, ilköğretim 1. sınıfta zorlandıklarını duyarken, 5 yaşındaki çocuğumun ilkokula başlamasını istemiyorum.
* Çocuğumun bu baskılar altında psikolog ve çocuk psikiyatristleri ile tanışmasını istemiyorum.
* Yine okul öncesi dönemde okuma-yazma öğretmenin sağlıksız bir durum olduğu gerçeğinden yola çıkarak, bunu yasal zemine çekmenin mantığını anlamıyorum. Bana göre, sosyal uyum, akademik olgunluk açısından, 6 yaş çocuklarımız ancak anasınıfına başlayabilirler. Okuma yazma öğrenmek için en ideal yaşın, 7 yaş olduğu dikkate alınırsa, fırsat eşitliği açısından çocuklarımızın 6 yaşını doldurmadan ilköğretime başlamasını istemiyorum. 60-72 ay arasında okul öncesi eğitimi almak koşuluyla ancak ilköğretim 1. sınıfa başlayabilirler. Bütün bunlardan çıkan sonuc;
60-72 AY OKUL ÖNCESİ OKUMA YAZMA HAZIRLIK BECERİLERİ İÇİN ANASINIFI, İLKÖĞRETİME BAŞLAMAK İÇİN, AKADEMİK OLGUNLUK YAŞI 72 AY KALSIN İSTİYORUM
Salı, Mart 06, 2012
Kutlu mart ayı, mutlu mart ayı...
Mart ayının hayatımda gerçekten özel bir yeri var. Hayır öyle bahar ayı filan demeyeceğim. Basbayağı benim hayatımla, bizim hayatımızla ilgili enteresan tarihler hep Mart ayına denk geliyor.
İlk işime bir Mart günü başladım, aynı işten yine bir Mart günü çıkartıldım. Ama ertesi pazartesi hemen yeni bir işe girdim :) Arada bir başka Mart günü evlendim. Kocam da iş hayatına Mart ayında başlamış. Bebek istedik, hamile kaldım. Oğlum bir Mart akşamı dünyaya geldi. Kardeşi olsun dedik, kızım da bir başka Mart sabahı aramıza katıldı.
Bir Mart ayında büyüdüm, emekçi oldum.
Bir Mart ayında evlendim, eş oldum.
Bir Mart ayında oğlum oldu, anne oldum.
Bir Mart ayında kızım oldu, kare bir aile olduk :)
Hatta bu yıl yine Mart ayında işimi tekrar değiştiriyorum, ama o bir başka postun konusu...
İlginç di mi? Bu yüzden ben hep Mart ayını çok sevmişimdir. Üstelik en sevdiğim mevsime giriş kapısıdır da aynı zamanda. Neyse bu kadar Mart güzellemesi yeter. Bugün oğlumun 5. doğumgünün kutladık okulda. Gelişiyle hayatıma bambaşka güzellikler getiren oğluma, hayatın ona da bütün güzellikleri taşımasını diliyorum. Canım oğlum, seni çok seviyorum...
Ve işte kutlu, mutlu doğum günümüzden kareler. Emeği geçen tüm Tırtıl Çocukevi personeline tekrar teşekkürler...
İlk işime bir Mart günü başladım, aynı işten yine bir Mart günü çıkartıldım. Ama ertesi pazartesi hemen yeni bir işe girdim :) Arada bir başka Mart günü evlendim. Kocam da iş hayatına Mart ayında başlamış. Bebek istedik, hamile kaldım. Oğlum bir Mart akşamı dünyaya geldi. Kardeşi olsun dedik, kızım da bir başka Mart sabahı aramıza katıldı.
Bir Mart ayında büyüdüm, emekçi oldum.
Bir Mart ayında evlendim, eş oldum.
Bir Mart ayında oğlum oldu, anne oldum.
Bir Mart ayında kızım oldu, kare bir aile olduk :)
Hatta bu yıl yine Mart ayında işimi tekrar değiştiriyorum, ama o bir başka postun konusu...
İlginç di mi? Bu yüzden ben hep Mart ayını çok sevmişimdir. Üstelik en sevdiğim mevsime giriş kapısıdır da aynı zamanda. Neyse bu kadar Mart güzellemesi yeter. Bugün oğlumun 5. doğumgünün kutladık okulda. Gelişiyle hayatıma bambaşka güzellikler getiren oğluma, hayatın ona da bütün güzellikleri taşımasını diliyorum. Canım oğlum, seni çok seviyorum...
Ve işte kutlu, mutlu doğum günümüzden kareler. Emeği geçen tüm Tırtıl Çocukevi personeline tekrar teşekkürler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)