Salı, Eylül 27, 2016

Bir annenin 10 dakika içinde aklından geçenler

Poyraz'ın burnunda gene yara var, günde 3-4 kez bepanthen sürmek gerekiyor, dudağı da hala çok kuruyor kreminin sürekli yanında olduğundan emin olmakıyım. Pantolonu ıslandı bugün, onun kuruması lazım. Ayakkabıları da ıslak, yarına başka ayakkabı ayarlamak lazım. Mira'nın okulda yedeği yokmuş, onları da götürmeli. Hurçlardan kışlıkları çıkartıp bir kontrol edeyim ki, gereksiz alışveriş yapmiim çocuklara. Bu hafta sonu kızın cimnastiği var, saat 10 grubuna gideceğini söylemeliyiz. Yoksa Poyraz'ı yüzmeye götüremem. Çarşamba akşamı proje yemeği var, katılmasam olmaz. Ezgi'yi ayarlamam lazım. Sinek ilacı bitmiş, havayı soğuk bulup eve giren sivriler çocukları yemiş, yarın likit alayım. Yatak odasının teli yok ya, ordan giriyo sivriler. Bulgur da bitmiş, çocuklar seviyor. Bulgur da alayım. Ay yarın sabah Esentepe'ye gitmem lazım, bu yağmurda ne biçim trafik olur. Çocukları erken mi bıraksam, ama uyanamıyor kuzular yaa. Aaa kahvaltılarını akşamdan hazırlayayım, sabah hızlı oluruz. Tüh beee ekmek yok yaaa, ekmek yapayım. Makineye çamaşır da atayım ki, Nurten abla assın. Ayyy soğan bitti demişti, tüh soğan unuttum. İrem'e sorayım bari. Hafta sonu pazar gidelim Hasan'larla makerhane'ye, cumartesi ebeveyn okulu başlıyor çünkü. Dur Bilgen'i ariim. 

"Anneee uno oynayalım mı? 
Anneeee ben bunu anlamadım? 
Anneeee kitap da okuyacağız di mi? Annneeee benim sütüme keçiboynuzu tozu koyar mısın? 
Anneee sütün yanında ceviz istiyorum ben de? 
Anneee...."

Eksik olmayın e mi, zihnimi diri tutan can parçaları...

Cuma, Eylül 02, 2016

Affet beni canım oğlum...

Bu yazım önce oğluma, sonra da çocuğu ilkokula başlayacak ebeveynlere...



Canım oğlum...
Bu sabah, Facebook'un tarihte bugün uygulaması sayesinde yukarıdaki resmini gördüm. 3 yıl önce sen 6,5 yaşında ilkokul birinci sınıfa başlamadan önce yaptığımız kıyafet alışverişinde çekmişim. Ne kadar küçük, ne kadar masummuşsun. Dikkatle bakınca farkettim de, kollarındaki, bileklerindeki boğumlar bile duruyor.

Canım oğlum, özür dilerim. Ben o zaman aslında ne kadar küçük olduğunu hiç farkedememişim. Senin de aslında ne kadar endişeli olabileceğini, tüm bu yaşadıklarının senin için ne kadar yeni olabileceğini hiç düşünememişim. Şimdi düşünüyorum da seninle yaşadıklarımızı, seni yazı yazman, ödevlerini yapman ve okuman için nasıl "zorladığımı". Ve senin ne kadar zorlandığını, ne kadar yorulduğunu ve isyan ettiğini. Ağlamıştı bile "bu 'e' harfi çok zor" diyerek. Sana bağırdığımı hatırladıkça yüreğim sızlıyor.

Canım oğlum, gerçekten çok üzgünüm. Ancak şimdi bu resime bakınca anladım ne kadar hatalı davrandığımı. Oysa o kadar kararlı idim, okul yüzünden seni üzmemeye. Seni, senin hızında desteklemeye. Büyüdün sandım, sen ilkokula başlayınca hemen kurallara uymaya, ödev yapmaya, masada sakince oturmaya başlayacaksın sandım. Ben de sana "destek" olursam, hemen güzel yazmaya ve hızlı okumaya başlarsın sandım. Tüm bunların senin için ne kadar sancılı olabileceğini düşünemedim. Yalnızdım o zaman da, sanırım biraz fazlaca yoruldum, yıprandım. Sendeki o muhteşem pırıltıyı, o harika enerjiyi ve neşeli zekayı göremedim.

Canım oğlum, affet beni. Ben de anne olmayı seninle öğreniyorum. Sen birinci sınıf çocuğu olduğunda, ben de birinci sınıf annesi olmayı öğrendim. Hatalarım bundandır. İnsan öğrenirken hatalar yapabilir. Bundan sonra da muhtemelen bolca hata yapacağım çünkü ben mesela hiç 4. sınıf annesi olmadım, hiç ergen annesi olmadım, hiç bilim insanı annesi olmadım :)

Ama sana söz veriyorum, hatalarıma devam etsem bile seninle senin hızında ve senin yolunda yürüyeceğim.Senin içindeki ışığı hep bulacağım ve koruyacağım.

Oğulcum, asla ama asla benim istediğim gibi bir insan olmaya çalışma. Benim yap(a)madıklarımı yapmaya, benim ukdelerimi hayata geçirmeye, beni mutlu etmeye çalışma. Ben senin yapmaktan mutlu olduğun şeyleri yaptığını görmek istiyorum. Senin yanındaki varlığımın tek amacı, seni bu yolda desteklemek.

Seni çok seviyorum....
Annen