Dün gece bir rüya gördüm. Bir önceki gece de neredeyse aynı rüyayı görmüştüm.
Rüyamda sürekli birşeyler yapmaya çalışıyorum. Ordan oraya koşuşturuyorum. Bu işleri yapmak için bazı makineler var etrafta. Ama bu makinelerin bir kısmı çıplak, yani hani kasaları, kaportaları yok. Onları kapatamıyorum. Bazılarına da örtüler, kılıflar geçiriyorum. Ama onlar da çok büyük geliyor makinelere. Hiçbirşeyi olduramıyorum. Koşturuyorum, koşturuyorum hiçbirşeye yetişemiyorum....
Sıkıntıyla uyandım.
Dün akşam yatarken, sevdiğim bir arkadaşımın hamile olduğunu öğrendim. Çok sevindim. Dünyaya bir güzellik daha gelecek diye.
Sonra bu rüya...
Sabah ilk okuduğum maillerden birinde, -ki neden seyrettim bilmiyorum- bir video vardı. Detay vermeyeceğim, veremeyeceğim. Komşu ülkelerimizden birinde, sanırım İran'da çekilmiş bir video. Bir kadını kimbilir hangi şeriat kuralına uymadığı için (!) cezalandırıyorlar. Çok korkunçtu...
Elim ayağım titriyor.
İstemiyorum ben bu adamları, kadınları. Ne kaçıp gideceğim bu diyardan, ne de çocuğumun geleceğini karartmalarına izin vereceğim. Bu memleket bizim. Kim nereye istiyorsa gitsin.
Ben mücadele edeceğim, bir çocuk dünyaya getirirken gösterdiğim cesareti sürdürmeliyim. "Senin için para kazanıyordum. Seni korumak için kaçtık. Sen iyi ol diye ben hiçbir şeye karışmadım" yalanlarını duymayacak benim oğlum.
Ben sana daha güzel bir dünya sunmak için elimden ne geliyorsa yapacağım anneciğim. Meydanı haramilere, zebanilere bırakmayacağım.
Sonradan not: Görüntüler Irak'da çekilmiş. Kocasının şiddetinden kaçan bir kadın cezalandırılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder