Çalkalanıyorum...
Hamilelikte son 6 haftam. Hormon dalgalanmalarım zirve yaptı. Geceleri gördüğüm rüyaları yazsam, fantastik korku türünde en iyi senaryo oskarı almazsa namerdim. Sadece bu değil ki, fiziksel olarak da sıkıntılıyım. Gece yatakta dönmek işkence. Ne tarafıma yatsam o tarafım ağrıyarak uyanıyorum. Üstelik sadece 11 kilo aldım. Karnıma kramplar giriyor, azıcık hareket etsem fena çarpıntım oluyor. Yere oturamıyorum, otursam kalkamıyorum. Herşey ama herşey zor gelmeye başladı. Sabrım da hem fiziksel, hem hormonel durumumdan etkilenince oğlumla çatışmalar yaşamam sanırım kaçınılmaz oldu.
Bilenler bilir, Poyraz uyumlu ve sakin olmasıyla bilinen bir çocuktur. Ama özellikle son birkaç aydır ben çok değiştiğini düşünüyorum. Babasına kalsa ben dertsiz başıma dert yaratıyorum. Bu çocuk büyüyor ve büyüdükçe bu tür değişiklikler yaşaması normal.
Ama ben bu kadar basit olmadığını düşünüyorum. Söylediklerimi asla dinlemiyor, dinlese de uygulamıyor. Şımarıklığı kimi zaman can sıkıcı oluyor. Karşısındakini bilerek ve isteyerek sinirlendiriyor ve bundan zevk alıyor. SÜrekli bir mızmızlanma ve hoşnutsuzluk modunda. Sen şunu yapmazsan, ben de bunu yapmam tavırları hiç bitmiyor. Okulda da benzer bir durumu varmış. Eskiden ceza alıp bir köşede oturduğunda, üzülen, özür dileyen çocuk, artık hemen hergün ceza alıyor ve bunu hiiiiç umursamıyormuş bile. Cezadan kalkıp aynı şeyi tekrar öğretmenin gözünün içine bakarak yapıyormuş. Öğretmeninin söylediğine göre bu durum benzer şekilde diğer çocuklar için de geçerliymiş. Bir şekilde birbirlerinden de etkilendikleri açık.
Ama bu konuda yapacak birşey yok mu yani? Böyle "e normal bunlar" deyip bekleyecek miyim? Benim de tahammülsüzlüğüm nedeniyle zaman zaman sert çıkışlar yapıyorum ve sonra da vicdan azabı çekiyorum. İşin açıkçası, bu krizlerin bir sebebinin de bizim iyi yönetemediğimiz "kardeşin gelmesi" süreci olduğunu düşünüyorum.
Ne yapabilirim diye düşünürken Blogcuanne Elif'in blogunda iki (bir - iki) yazıya rastladım. Yani ben yazsam aynısını yazardım, kelime kelime. Yalnız olmadığımı bilmek biraz rahatlattı. Oradaki önerileri de deneyeceğim.
Belki bir pedagogla da doğrudan görüşüp, kimi öneriler alırım. En azından ben ve yine sadece ben elimden geleni yapacağım... Hallederiz herhalde....
Canım oğlum! Hayatta en son istediğim şey senin üzülmen. Umarım bu satırları okuyup anlayacak yaşa geldiğinde, kardeşinle çoktan iyi arkadaş olmuş olursunuz. Ben bu kardeşi sen üzül ve ihmal edil diye planlamadım elbette. Tüm bu geçici olacağını umduğum ve beraberce üstesinden geleceğimize inandığım sıkıntılara rağmen, kardeşinin olmasına sevineceğini biliyorum. Senin bu süreçten en az sıkıntıyla çıkman için, yine ben elimden geleni yapacağım kuzum...
1 yorum:
Son paragrafta gözyaşlarımı tutamadım.
Yorum Gönder