Bir çizgi film var, adı "Ponyo"...
Ünlü yönetmen Miyazaki'nin yönettiği süper bir film. Yazı bununla ilgili değil ama bahsi geçmişken mutlaka seyredin ve çocuklarınıza da seyrettirin diyorum.
Bu çizgi filmde insan olmak isteyen küçük, meraklı bir japon balığı var. Filmin başında kafasını bir cam kavanoza sıkıştırıyor. İşte o görüntü bana çocuklarımızın içinde bulunduğu durumu çağrıştırıyor. En azından bizim evde sadece kafası değil, tüm gövdesi ile kavanozda yaşayan, daha doğrusu yaşatmaya çalıştığımız bir japon balığı var. Ama olmuyor, bir yerde çatlıyor işte.
Poyraz genel olarak çok fazla hareket etmeyi sevmeyen, yürümekten hoşlanmayan bir çocuk. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum. Ama geçenlerde Karaburun'a gittiğimizde, babasıyla yürüyüşe çıktılar. küçük bir tepeyi yarısına kadar keyifle, sızlanmadan, kucak istemeden tırmanmış. Normalde bakkala bile gitseler elli kere yoruldum, kucağına al filan der. Bitkiler toplamışlar, böcekleri incelemişler. Çamura toza bulanmışlar. Öyle geldiler eve, ama yanakları kıpkırmızı. O gece mis gibi uyudu, sakin sakin. "Normal" bir çocukta olması gerektiği gibi.
2 gün önce, evde oturmaktan sıkılınca, hadi parka gidip çamurla oynayalım dedim. Hayret dolu gözlerle baktı bana. Sonra parka gidip toprakları eledik, suyla karıştırdık. Çamur yaptık, mıncıklamasını istedim oyun hamuru gibi. Ne oldu biliyor musunuz? Elinin ve üstünün çamur olmasından çok rahatsız oldu. Hemen su istedi ve elini yıkadı.
Bugün tekrar oynamak istedi ve önceki günkü kadar rahatsız olmadı. Çamurla oynamayı öğreniyor yani :)
Bazen benden ona geniş bir çimenlik bulmamı istiyor. Dilediği gibi koşabilmek için. Ne kadar basit ve doğal bir istek di mi? Evrimin sonucu bu, genetik kodlarımızda doğada koşup oynamak var. Betonun içine hapsolmak değil.
Çocuk evde saatlerce kalınca, ayarı bozuluyor resmen. Evin içinde bir oraya bir buraya koşmaya, tepemize tırmanmaya başlıyor. Günün sonunda resim genelde aynı oluyor. "Yaramazlık yapma" denilerek zorla zaptedilmiş mutsuz, hatta ağlamaklı bir küçük japon balığı.
Bu çocuklar yaramaz mı şimdi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder