Sapanca'ya kahvaltı'ya gittik. Maksat çocuklar baharı karşılasın. Onlar da masayı bırakıp, piknik modunda kahvaltı ettiler zaten. Yalnız kız ve erkek ayrımı daha bu yaştan belli olmuyor. İpek'deki zerafete bakın, Poyraz'ın oturuşundaki ....... Valla kelimeyi bulamadım ama bir 25-30 sene sonra çizgili pijamalar ve atlet ile aynı biçimde oturduğunu hayal ettiğimde şöyle bir seslendirme yapabiliyorum. "Soy da ver!"
***
Küçük hanım bayıldı çimenlerde koşturup durmaya.
***
İşte benim üçlemem, "baba, oğul ve kız"
***
Gün sonu yorgunluğunun resmidir.
***
Çooooook gecikmiş doğum günümüzden kareler. Abimiz ve teyzemiz şahane bir animasyon takımı oldular. Çocuklar eğlencelere bayıldı. İşin kötü tarafı artık her doğum gününde bu eğlencenin daha da fazlasını isteyecekler. Duydun mu teyzesi :)))
***
İnsanlar da küçük prensesime bayıldı.
***
Eşeğin kuyruğunu takmaca
***
Yüz boyama ve maskeler
***
Tabi annelerin kafası rahat, midesi de dolu bu sayede. Öyle demeyin, çocukla böyle bir ortamda tek bir çatal yiyecek bile bazen imkansız olabilir.
***
Yüzünü boyatmak istemeyen küçük leydiler İpek ve İdil ile şopar Defne ve Poyraz
***
Pastalar kesildi, mumlar üflendi. Kocaman arkadaş grubumuzu tek kareye sığdırmak zorlaştı.
***
Aile fotoları. İyi ki doğdunuz canlarım. Sizi çok ama çok seviyorum.
***
Küçük aile resmi :)
***
Ailenin kadınları, babamız burda taşıyıcı konumda
***
Anneanne, dede ve prensesleri
***
Pinyata ise günün oyunuydu tartışmasız. 2-40 yaş arası herkes oyuna dahil oldu.
****
Pinyata açılmadıkça heyecan arttı
***
Ve işte mutlu son, çocuklar daha çok şeker alabilmek için acayip numaralar geliştirdiler.
***
2 Yaşındaki Kuzey'in kuzeni İpek'ten şeker çalışının resmidir :)))
***
Özellikle oğlum çok mutluydu. Gözlerinin içi gülüyordu resmen.
***
Kocaman bir boyama evi de vardı, teyzemizin programında. Bir sürü de boya kalemi. Küçük büyük herkes dahil oldu boyamaya. Sonra evin içine girildi, kuduruldu, ev yıkıldı. Kahkahalar ortalığı inletti.
***
Annelere düşen gülümseyerek bu manzarayı izlemekti valla.
***
Bazı anneler izlemekle yetinmeyip, şamataya bizzat dahil oldu.
Neticede pek keyfili bir doğum günü oldu. Hem 5 yaşını bitiren oğlum, hem de ilk doğumgününü kutlayan kızım için.
***
Bunca eğlenceli resimden sonra bu ne diyeceksiniz. 1 haftalık bir eğitim için İngiltere Birmingham'dayım. Seyahate giderken çok gergindim. Çünkü bu seyahat aynı zamanda kızımın fiilen memeden kesileceği bir sürecin başı olacaktı. Özellikle ben çok endişelendim, o kadar meme düşkünü kız, ben yokken ya çok mutsuz olursa filan diye. Boşunaymış tüm endişem. Aşağıdaki birkaç resim ben yokken çocukları arabaya atıp İzmir'e götürme cesaretini ve becerisini gösteren kocamın ve orada akıllarına annelerini bir dakika bile getirmeyen çocukların hikayesidir
Ne kadar "mutsuz" olduğu belli değil mi? Kesin meme istiyordur.
***
Oğlum da kesin, "ah keşke annem de yanımızda olsa" diyerek üzülüyordur.
***
"Lütfen çekmeyin, memeden yeni kesildim. Moralim çok bozuk..."
***
Sudan çıkartmak çok zor olmuş balığımı
***
Ve işte bomba resim. Birmingham'dan döndüğümde evi bulduğum hal bu idi. Koca ve çocuklar tatile evi bu halde bırakıp gitmişler. Gitmemişler, resmen benim olmayışımı fırsat bilip kaçmışlar.
***
Gerçek dostluk çok az rastlanan, çok zor kazanılan bir şeydir. Çoğu zaman yanılırsınız, dost sandıklarınızın aslında hiç de dost olmadığını geç anlarsınız. Genel olarak dostluk açısından şanslı bir aileyiz. Ama bir şansımız var ki, biz onlara kısaca Kahramanlar diyoruz. 2004'te karşılaştığımız, tanıştığımız o yaz akşamından bugüne kadar birbirimizin her derdine ortak, sırdaş olduğumuz, yaşam şartları bizleri ayrı şehirlere savursa bile asla kopmadığımız, ne gözümüzden, ne de gönlümüzden ırak tutamadığımız bu güzel insanların yeni kare ailesini ziyaret ettik. Çocuklar bile 5 senelik hayatlarında parmakla sayılacak kadar bir araya gelseler de, hiç ara vermemişler gibi dostluklarına, kardeşliklerine devam ediyorlar. İyi ki varsınız!
Kahraman baba ve küçük canavarlar
***
Abla Kahraman Deniz ve Mira...
***
İtinayla cips yenir :)
***
Poyraz en küçük Kahraman Özgür'ü o kadar çok sevdi ki, hala dilinden düşürmüyor. Verseler alıp gelecekti yani, o kadar.
***
Tatlı şeyler, öyle güzel eğlendiler ki...
***
Öyle de güzel dinlendiler ki... Tek istedikleri aynı bahçe içinde yan yana evlerde oturabilmek. Umarım dileğiniz gerçekleşir çocuklar.
***
Zira Koçlar ve Kahramanlar olarak bu güzel pozu her zaman verebilmektir benim de dileğim. 4 kişi başladığımız ve şimdi 8 kişi olduğumuz bu dostluğun öyküsünü ayrıca yazacağım.
***
Sümüklüböcek Mira...
***
Yoğurt yiyorum, çok mutluyum...
***
Yazı İzmir'de geçirecek olan babamızla kocaman bir veda kucaklaşması.
Seni seviyoruz babacık...
2 yorum:
İnsan böyle güzel dostluklar bulduğunda onlarla sürekli beraber olabilmeyi istiyor değil mi? hayatın her anını paylaşabilmek...
Bahçeli ev fikri süper, dostların da yan evde olması fikri paha biçilmez:)
Kesinlikle Dağlar Kızı, çok ama çok özel bir dostluk yakaladık. Umarım birgün planlarımızı hayata geçirebiliriz...
Yorum Gönder