Pazartesi, Ağustos 07, 2006

İzmir ve Kuşadası'nda bir nefes


Tatilin 3. ve son kısmında ise kayın aile ziyareti sebebiyle İzmir'de idik. İzmir dediysem içi değil, Ürkmez adında, sessiz ve yapılacak hiçbir aktvitesi olmayan bir sahil kasabası. Burada aile içi iletişimin gergin tellerine dokunmamaya çalışarak geçirdiğim birkaç günde bol bol yiyip yattım. Ve pek tabi ki, bir miktar semirdim. Doktorum bana çok kızacak.
İzmir'deki 2. günümüzde Seçkin ve Tuluğ'un Kuşadası'na geldiklerini öğrendim ve hemen kendimizi davet ettirdim :) Şaka bir yana uzun bir süredir bizi hep çağıran Saffet Teyze'nin hiç de yarımağızla davet etmediğini gidince anladım. O kadar muhteşem şeyler pişirmişti ki, sadece 2 kiloyu orada geçirdiğim 24 saatten az sürede aldığımı düşünüyorum.
Saffet Teyze, eline koluna sağlık ama sakın bir daha o tahinli yufkadan pişirme olur mu? Kendimi kaybediyorum ben onu görünce.
Neyse orada yaşıtlarımızla keyifli vakitler geçirdik doğrusu. Çağırana da, vesile olana da teşekkürler.
Kuşadası dönüşü 1 gece daha Ürkmez'de kalıp, pazar sabahtan uçakla gürültülü, tozlu, sıcak şehrimize geri döndük.
Bu kısma dair foto yok maalesef, çünkü Ogo fotoğraf makinesi çantasının fermuarını çekmeyi unutup makineyi taşa düşürdüğünden beri fotoğraf çekemiyoruz. Bu nedenle ben de konuya uygun olarak Kuşadası'nda yediğimiz muhteşem çipuranın temsili bir resmini koyuyorum.

Hiç yorum yok: