Pazartesi, Aralık 24, 2012

El, ayak, ağız ve de popo hastalığı

Çocuk sahibi olduktan sonra öğrendiğim, hatta Poyraz'ın bebekliğinde hiç duymadığım halde şimdi ilk kez duyduğum yeni antin-kuntin bir sürü hastalık oldu. Bu işin de modası mı vardır bilmiyorum ama bu yılın trendi el-ayak-ağız hastalığı imiş, fiilen yaşayıp öğrenmiş olduk. Bence bu hastalığın adı kesinlikle el-ayak-ağız-popo hastalığı olmalıydı ama baskın değerlere yenik düşüp "popo"yu kaldırdılar sanırım. Zira hastalık en çok bez bölgesinde sıkıntıya neden oluyor. Ben bu hastalığa artık kısaca EAAPH diyeceğim.

Neyse bu hastalık ile ilgili son 6 ayda yazılmış birçok makale ve günce bulabilirsiniz. Bu yüzden detaya girmeyeceğim. Fakat kısaca özetleyebilirim ki, başınıza gelirse benim gibi damdan düşmüşe dönmeyin.

2 hafta önce Poyraz'ı bir hafta yuvaya yollamadık. Çünkü okulda bir EAAPH salgını vardı. Aman oğlumuz hastalanmasın, aman kızımıza bulaşmasın derken öğrendik ki, kaderden kaçılmıyormuş. Kuluçka dönemi ve bulaşıcılık süresi pek de kolay hesaplanamıyormuş.

Cuma akşamı 1 saat içinde yükselen ateş, kusma ve ishal ile başladı bizim serüvenimiz. Ertesi günü doktora gitmemize rağmen, henüz baş belirleyen olan su dolu kabarcıklar ortaya çıkmamış olduğundan kesin teşhis konulamadı. Cumartesi akşam üstü minnoşum acıyan ellerini bana öptürmeye kalkınca anladım hastalığın ne olduğunu.






Neyse ki, hastalık konusunda bir ön fikrim vardı ve doktorunu arayıp direkt anlattım. Aynı kabarcıklardan bolca bez bölgesinde ve bir miktar da dilinde ve ağız içinde olduğunu söylediğimde yapılacak çok birşey olmadığını, ağız içine bir anti-fungal damla kullanabileceğimizi, hastalık virütik olduğu için ateşi çıkarsa da ateş düşürücü kullanmaktan başka çaremiz olmadığını söyledi.

Ben damlaya ilaveten karadut konsantresi de sürüyorum ağız içine. poposunu da bezini sık sık değiştirmek suretiyle kuru tutmaya ve rahatlatmaya çalışıyorum. Yemek konusunda oldukça geri düşmüş durumdayız. Oldukça güzel ve iştahlı beslenen çocuğum 3 gündür 1/3 performansla ve çoğunlukla sadece sütle besleniyor ne yazık ki. Umarım söylendiği gibi 7-10 gün içinde normale döneriz. Zira okuduğum kadarıyla bazı vakalar daha ağız seyredebiliyor ve farklı semptomlarla sürebiliyormuş. Şimdi yazmak istemiyorum, umarım yaşamayız.

Özellikle belirtmek istediğim şey şu. Evde bebek varsa, dışardan gelen herkesin üstünü değiştirmeden ve elini yüzünü sabunla yıkamadan bebeğin yanına yaklaşmasına izin vermeyin. Kalabalığa, hatta özellikle AVM benzeri yerlere zinhar sokmayın. Büyük çocuklar ve yetişkinler bu virüsü taşısalar bile, semptomları göstermeyebiliyorlarmış.

Bu vesile ile herkese sağlıklı günler dilerim, tüm kalbimle...

Hiç yorum yok: