Perşembe, Haziran 23, 2016

Böyle sevecekseniz, hiç sevmeyin...

Dünyalı Dergi blogu için 11 Kasım 2015 tarihinde yazdığım yazıdır. Yazının orijinal hali için buraya bakabilirsiniz.

Baştan rica ediyorum, hayvansever okurlarım yazıyı okumadan lütfen sinirlenmesinler. Okuduktan sonra oturup tartışabiliriz, bence sakıncası yok.
Beni şahsen tanıyanlar bilir, hayvanların her türlüsünü çok severim, çocuklarım da çok sever. Hatta kertenkele ile uyumasına izin vermediğim için ağlayan, kucağında kirpi uyutan, vücudunda bir çekirge ile tüm gün yaşayan bir oğlum var. Yani demek istediğim, hayvan sevme veya hayvanları sevdirme konusunda kendime laf ettirmem.
Ancak…
Hayvanseverlik konusunun biraz saptırıldığına dair ciddi ciddi düşünüyorum bu aralar. En son dün sosyal medyada kedisini kanguru ile pazara götüren bir kadının resmini görünce, kedi delisi oğlum bile “Yok artık!” dedi.  Dünyalı’nın son sayısındaki Hayvan Hakları dosyasını da okumuş olmamızın etkisi büyük tabii. Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım lütfen. Kedi tasmayla veya kanguruda gezer mi?
hayvan haklari 26-7 ay süren evde  kedi besleme deneyiminden sonra, kesin olarak karar verdim ki, 5. kattaki evde kedi beslenmez. Ha besleyip kendinizi mutlu edebilirsiniz ama kediniz mutlu olmaz. Doğasına aykırı çünkü. Başta pencereden dışarı bakıp miyavlar, sonra balkonda demirlerde gezer. En son da ya pencereden düşer veya bir fırsatını bulup evden kaçar. Kediniz uysal ve bu duruma alışmış görünebilir, ancak bu onun doğasına uygun yaşadığı anlamına gelmez. Yine de siz bilirsiniz tabi. Evinizde ne beslediğinize kimse karışamaz.
Köpek mevzubahis olunca, bu çizgiler çok daha keskin benim için. Koskoca bir köpeğin, doyasıya koşup enerjisini atamayacağı bir apartman dairesinde egzama olmasına şaşıralım mı? Herhangi bir veteriner ile konuşun, köpeklerde bu tür stres temelli rahatsızlıklar oldukça sık görülüyormuş.
Ha bir de üretim köpekler konusu ki bana gerçekten çok ama çok acımasızca geliyor. Sırf insanlar küçük, tüysüz, sakin, sesi çıkmayan ev hayvanı istiyor diye bildiğiniz laboratuvar ortamında üretilmiş, genetiği değiştirilmiş ve bu nedenle de birçok hastalıkla veya fiziksel sıkıntı ile boğuşan köpekler var.
Geçen gün hamile bir kedi gördük. Oğlum “Aaa anne, hani kediler baharda yavruluyordu?” deyince, beraberce bu durumu araştırmaya karar verdik. Öğrendik ki, sonbaharda da yavrulayabilirlermiş. Ama bence durum biraz farklı. Hani şimdi herkes cebinde dostluk mamasıyla geziyor ve bulduğu her kediyi besliyor ya (buradan itibaren tehlikeli sularda yüzeceğimin farkındayım), hah işte o mamalar o kedilerin doğasını bozuyor. “Ayy sokakta kalmışlar, aç kalmasınlar,” diye beslediğiniz o kediler, normalden daha erken ve daha çok kez yavruluyor. Olmaz mı, olur tabi. Ama normalde doğada kendisi avlanan, yılın belli zamanlarında daha az besin bulabildiği için enerjisini üremeye değil, kendisine saklayan kediler, bu hazır gıdalı yaşam nedeniyle bolca üreyip, tez vakitte hastalanıp ölüyorlar. Kısır döngünün farkında mısınız? Siz sokakta aç kalmasın diye kedileri besledikçe, sokakta aç kalmaya aday kedi popülasyonunda sürekli bir artış oluyor. Ne mi yapabilirsiniz? Beslediğiniz kedileri belediyenin veterinerine götürüp kısırlaştırabilir, bu popülasyonun zamanla azalmasına katkıda bulunabilirsiniz mesela.
hayvan haklari 1Çocuklarınıza aldığınız dergilere dikkat edin. Bazı çok bilinen dergilerde hayvanları şirin (?) kılıklarda görebilirsiniz. Mesela kep ve kravat takmış bir kaz, kafasına bebek şapkası takılmış bir kedi vs. Mümkünse çocuklarınızın bu görüntüleri normalleştirmesine izin vermeyin, olur mu? Yani bu durum, bu hayvanların sirkte uzun işkenceler sonucunda “eğitilip” karşınıza çıkarılmasından pek de farklı değil.
Palm yağı içeren gıdaları tüketmenin gorillere ne gibi kötü etkileri olduğunu anlatın çocuklarınıza mesela. Havai fişeklerin kuşlara nasıl zarar verdiğini… Denize atılan bireysel çöplerin hayvanlara zarar verdiğini ama asıl büyük fabrikaların atıkları nedeniyle denizlerin kirlendiğini söyleyin. Doğanın bir parçası olan hayvanların, doğal ortamlarında korunması gerektiğini, doğal ortamlarından uzaklaştırılan hayvanların mutsuz olacağını anlatın. Hayvanları sevmenin, hayvanları sizin istediğiniz formatta beslemek, barındırmak, giydirmek filan olmadığını anlatın. Biraz daha büyük çocuklara hayvan sevgisinin nasıl sömürüldüğünü, nasıl büyük paraların döndüğü bir sektör haline geldiğini anlatın.
Gerçek hayvanseverlik bu bence. Sizce?


Hiç yorum yok: