Okul vakti geldi çattı. Bir koşuşturma, bir stres, bir heyecan… Hele ki, çocuğu ilkokula bu yıl başlayacak bir ebeveynseniz daha da fazla. Biz değil miydik o bütün yaz, “Ay okullar başlasa da, şu çocuğu nasıl oyalayacağım diye düşünmekten kurtulsam!” diyen? Eeee neden o zaman bu şimdiki telaş?
Aslında telaş etmekte haklısınız. Okul formaları dolaptan çıkacak, yıkanacak, ütülenecek. Bir bakacaksınız paçalar kısalmış. Hadi bakalım, yenisini almak için koşturacaksınız. Ayakkabısı, hırkası cabası.
Sonra gelsin okula alışma, öğretmeni tanıma, “Kalemi tuttu, tutamadı,” gerginliği, “Aman da bahçede koşturup terler mi?”endişesi, “Tuvaletten sonra elini yıka mutlaka!” tembihleri.
Birinci sınıfı atlatmış olanların işi bir nebze daha kolay, onlar başlarına gelecekleri gayet iyi biliyorlar. Ödevler yapılacak, projeler gelecek, çocuklara en azından ara öğün için yiyecek bir şeyler hazırlanacak; yine hırkalar, montlar okulda unutulacak, silgiler, kalemler kaybolacak…
Baktım Dünyalı Dergi Eylül sayısında çocuklar için okul hayatını panayıra çevirecek öneriler sıralamış, ben de siz ebeveynlerin hayatını panayıra çevirmese de, kolaylaştıracak birkaç öneriyi naçizane deneyimli bir okullu annesi olarak sizlerle paylaşayım dedim. Etrafımdaki okullu annelere de sordum soruşturdum, aşağıdaki önerileri listeledim. Önermesi benden, uygulaması, üstüne ilave etmesi sizden.
Gereksiz gerginliğe son
Sizin çocuğunuz ilk kez okula başlayacak olabilir. Ancak her yıl milyonlarca çocuk okula başlıyor. Sizdeki tüm gerginlik, çocuğunuza yansıyıp, onun da gerilmesine sebep oluyor. Bunu hayatın doğal akışının bir parçası olarak düşünmeye çalışın. Zaten öyle… Yavaş yavaş her şey yoluna girecektir. Sakin olun!
Öğretmen çok önemli
Umarım şansınız vardır ve çocuğunuzun öğretmeni çocukları tüm farklılıklarıyla seven, onların farklı yönlerini önemseyip geliştirmeye çalışan, akademik başarıdan ziyade, çocukların öğrenmeyi sevmesini, bilgiye değer vermesini amaçlayan bir öğretmendir. Ama kabul edersiniz ki, öğretmenin tüm çocukları, hele ki çekingenliğin zirvesinde oldukları yaşlarda tanıması çok çabuk olmayabilir. Bu yüzden çocuğunuz ve sizle ilgili, öğretmeninizin bilmesini istediğiniz her şeyi yazın. Özel durumları, ilgi alanlarını, zayıf ve güçlü yönlerini, beklentilerinizi, hassasiyetlerinizi, sağlık durumunu ve dahasını… İnanın öğretmenler buna hayır demez, aksine çok da memnun olurlar.
Çocuğun okula uyum sağlaması için ona yeterince süre verin
Her çocuk okula aynı hızla alışamayabilir. Başlangıçta hevesle başlayan bir çocuk, ilk haftanın sonunda okula gitmemek için direnmeye başlayabilir. Bir başkası kesinlikle çok ilgisiz davranabilir. Arkadaş edinmekte zorlanabilir, korkabilir… Oğlum birinci sınıfa başladığının haftasında ona “Eee oğlum okulu sevdin mi?” diye sormuş ve aldığım “Evet anne çok eğlenceli, tam beş tane teneffüs var,” cevabıyla hayal kırıklığına uğramıştım. Oysa asıl sorun, altı sene sürekli oyun oynayan, her şeyi oyun üstüne kurulu bir çocuktan farklı bir yanıt bekleyen bendeydi.
Sorumlulukları eğlenceli hale getirebilirsiniz
Sabah belli bir saate kalkıp, mutlaka belirli hazırlıkları yaparak, aynı saatte okulda olması, akşam da yine ödev adı verilen kimi zorunlu işleri tamamlaması ve çantasını ertesi gün hazırlaması beklenen çocukların bu tür sorumluluklar nedeniyle sıkıntı ve mutsuzluk yaşaması çok olası. Bu nedenle çocuğunuzun odasına büyük renkli kartonlara resimli sorumluluk listeleri hazırlamanız işi biraz daha eğlenceli hale getirebilir.
Biz büyükçe bir kartonu ortadan ikiye bölmüş, sabah ve akşamı ifade etmek için bir bölümün üstüne güneş, diğer bölümün üstüne de ay çizmiştik. Sonra güneşin altına kahvaltı, okul kıyafeti ve bir sarılıp, öpüşme resmi yapmış, ayın altına da akşam evde yapılacakları temsilen askıda okul kıyafetleri (evet, askıya ben asıyordum ama en azından çıkarması gerektiğini hatırlıyordu), en sevdiği birkaç oyuncağın resmi ve ödevi temsilen defter, kitap ve çantasını toplaması gerektiğini hatırlatan kendi çantasının resmini yapmıştık.
Aynı kartonun yanına, aylık bir tablo yapmış, sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiği günler için gülen yüz çizmiştik. Her ay önceden belirlediğimiz sayıda gülen yüz alınca, sinema, kitap, oyuncak gibi bir ödül alıyordu. Bu yöntem her sınıf düzeyinde farklı içeriklerle uygulanabilir.
Sadelik daha az kafa karıştırır
Çocuğunuzun her gün odasındaki çalışma masasında oturup, ödevlerini yapması çok önemli. Eğer çocuğunuzun kendine ait bir odası yoksa, televizyon, radyo, sohbet ortamı olmayan bir yerde, sadece ödev materyalleriyle ödevini yapmasını sağlamanız çok faydalı olur. Tüm defter ve kitaplarının durduğu, ayrıca üstünde oyun hamurları, boya kalemleri ve oyuncakları olan bir masada konsantre olması olanaksız.
Kalem, silgi deyip geçmeyin
Koyu yazan ama silinemeyecek kadar koyu yazmayan, yumuşak uçlu ve mümkünse tutmayı kolaylaştıracak şekilde üçgen biçimli kalemler, kutulu ama olabildiğince basit bir kalemtıraş, kokusuz ve küçük bir silgi (ya parçalanacak, ya da kaybolacak çünkü) kalem kutusunun olmazsa olmazları. Başka neler gerektiğini öğretmeniniz söyleyecektir. Ha bu arada bezden kalem kutuları tercih edilmeli, o kadar çok düşürüyorlar ki, hem çıkardığı gürültü ile dikkat dağıtması önlenmiş olur, hem de gerektiğinde yıkayabilirsiniz.
“İlkokul bir” en zoru
Birkaç ay içinde hiyeroglif yazısını öğrenmek zorunda olduğunuzu düşünün. Hem de çiviyle, taş tabletlere yazacaksınız. Ne hissederdiniz? Lütfen birazcık empati kurun. Onun dışında, az oyun, çok sorumluluk, çok kural, zorunlu kıyafetler, 40 dakika aynı yerde sabit oturma zorunluluğu ve bambaşka yaşam formlarından gelen çocuklarla baş edebilme/iletişim kurmaya çalışma zorlukları. Gerçekten hiç kolay değil ama geçiyor. Alışıyorlar.
Ödev denen cinnet sebebi
Ben dahil çevremdeki birçok anne (evet babalar daha az kafaya takıyor), ödevler yüzünden çocuklarıyla çatışma yaşıyorlar. Aslındaideal olan, ödevi ufak desteklerle tamamen çocuğun kendisinin yapması ve ödevin yapılıp yapılmayacağına çocuğun kendi karar vermesi. Ama öğretmen kesinlikle size dönecek, “Çocuğunuz ödevlerini yapmıyor,” diye, bilesiniz. Bu arada ödev dediğim, bir sayfa harf yazmak filan olsa da, saatlerce sürebiliyor. Zor bir konu, tek önerim sabırlı olmanız. Sadece bu başlık bile başlı başına bir yazı konusu olabilir.
Yazı yazmak eğlenceli olabilir
Her çocuğun ince motor gelişim hızı farklı olabilir. Bu nedenle özellikle birinci sınıfta yazı yazma ve okuma hızları ciddi değişkenlik gösterebilir. Sakın ha sakın, çocuğunuzu bir başka öğrenci ile veya kardeşleriyle kıyaslamayın.Onun dışında, onu keyif alacağı kimi şekillerde alıştırma yapmaya ikna edebilirsiniz.
Örneğin “İsim, Şehir” oyununu çocuğunuzun ilgi alanına uyarlayabilirsiniz. Bizdeki format, “İsim, Böcek, Çizgi Film Kahramanı” idi. Daha ileri sınıflarda, “Yazdığımı Tamamla” oyunu hem okuma, hem de yazma hızına katkı sağlayabilir. Bir kâğıda 1-2 cümle ile bir hikâyenin başını yazın; çocuğunuzun seveceği bir şeyler uydurun. Sonra kâğıdı katlayıp, sadece yazdığınız son satır açıkta kalacak şekilde çocuğunuza verin. O, gördüğü son satıra bakarak hikâyeyi 1-2 satır devam ettirsin ve aynı şekilde katlayıp size geri versin. Sayfa bitene kadar bunu sürdürün. Sonra tüm kâğıdı açıp okumasını isteyin; oldukça eğlenceli bir hikâye olacağı kesin.
Küçük kaygılar, pratik çözümler
Arada neler yiyecek? Tuvalette sabun ve tuvalet kâğıdı var mı? Kantinde satılanlar sağlıklı mı?
Yanıtlamaya sondan başlayayım, ortalama bir okul kantininde satılan yiyecekler büyük oranda sağlıksız. Ama kimi ebeveynlerin çocuklarının cebine para koyup, kantine yönlendirdiği de bir gerçek. Bu durumda en iyisi ilk veli toplantısında bir gündem açıp, öğretmenin okul kantininden alışveriş yapmayı tek bir günle ve belirli ürünlerle sınırlamasını sağlamaktır.
Ara öğünler de aslında o kadar büyük bir kriz değil. Çikolata, paketlenmiş ürünler, yağlı patlamış mısır vs. yerine, kuru veya yaş meyveler, ceviz, badem, fındık, leblebi, meyve pestilleri, ev yapımı az yağlı kekler, kurabiyeler, soğuk sandviç (salamsız, sucuksuz), ayran vb. gıdalar çocuğunuzun ara öğünde ihtiyaç duyduğu enerjiyi almasını sağlayacaktır. Her gün düzenli olarak çocuğunuzun yanına bir matara su koymayı zaten unutmazsınız değil mi? Hem sağlıklı, hem de dayanıklı olması açısından çelik olması iyi olur.
Tuvalet konusunda ise bir miktar zorlanacak olsa da, çantasına atacağınız küçük bir ıslak mendil paketi ve minik bir şişeye dolduracağınız sıvı sabun ile sıkıntıyı biraz azaltabilirsiniz.
Minik sürprizler
Ara ara çocuğunuzun kalem kutusuna, defterinin arasına veya yemek kutusuna minik notlar veya resimler bırakın. İnanılmaz mutlu oluyorlar bilesiniz. Yetenekliyseniz, öğle yemeğini içine koyabileceğiniz bir kese kâğıdına ufaklığın hoşlanabileceği resimlerden de çizebilirsiniz
Kudurmak teneffüsün vazgeçilmez eğlencesidir
Kız veya erkek fark etmez, tüm çocuklar teneffüslerde, aylardır zincire bağlı kalmışcasına koşmak ve kudurmak eğiliminde oluyor. Bu nedenle çantasının az kullanılan bir gözüne bir atlet koymanız iyi olabilir. Kreş öğretmeni olmasalar da, öğretmenler bu konuda işbirliğine istekli olabiliyorlar. Onun dışında yırtılan dizler, kirlenen tişörtler, ufak tefek yaralanmalar için yapacak pek bir şey yok. Büyüdükçe azalıyor.
Çanta, ayakkabı, mont, şapka…
Çocuğun kimi eşyalarını okulda bırakma şansı olsa bile, her gün taşıyacağı çantanın onun iskelet sistemi için yeterince ağır olacağını unutmayın. Bu nedenle olabildiğince hafif bir çanta seçin.
Süslü rugan ayakkabılar, bağcıklı mokasenler pek cici olabilir ama kesinlikle yanlış seçim. Kolay giyilip çıkartılan, altı kaymayan, koşup oynadıkça ayağını acıtmayan bir ayakkabı tercih edin.
Mont, hırka, şapka, eldiven, atkı… Kış ilerledikçe, çocukların takip etmesi gereken malzeme sayısı artıyor. Bunların her gün, ama her gün en az birini unutacağından emin olun. Kendinizi buna hazırlayın, aksini hiç görmedim. Mümkünse tüm sürekli kullanılabilir malzemeye bir yolunu bulup ismini yazın.
Sabır, sabır, sabır….
- Tüm çocukların aynı hızda ilerlemediğini, aynı yetkinliklere sahip olmadığını kabul edin. Çocuğunuzun farklılıklarına odaklanıp, onları destekleyin.
- Her şey kaybolacak, hazırlıklı olun. Her zaman evde yedek kalem, silgi, kalemtıraş, vs. bulundurun.
- Her gün bir şeyler unutulacak, okulun kayıp eşya odasının yerini öğrenin.
- Resim defterlerinden koparılan kâğıtlar, bir bütün bant rulosu kullanılarak kılıç yapılacak. Hiç kaçarınız yok. Çantaya mümkün olduğunca müsvedde kâğıt koyun.
- Daha önce hiç görmediğiniz davranışları sergileyip, hiç duymadığınız sözcükleri sarf edecekler. Çocuğunuz yalıtılmış sosyalliğinden, topluma karışıyor. Endişe etmeyin. Yolunu bulacaktır.
- Evde konuşulan, olan biten her şeyi, öğretmeninden veya bir arkadaşının annesinden duyabilirsiniz. Aman dikkat! Söylediklerinize dikkat edin.
- Akran zorbalığına, tacizlere ve kendisiyle iletişim kurmak isteyen yabancılara karşı çocuğunuzu uyarın. Korkutmayın ama eğitin. Bu konuda hazırlanmış video ve kitaplardan faydalanın.
Tadını çıkarın
Hızla büyüyorlar. Bu anları tekrar yaşayamayacaksınız. Çocuğunuzun kendini bulma, bağımsızlaşma ve kanatlanıp uçma serüveninin tadını çıkartın. Ne olursa olsun, her koşulda onun yanında olduğunuzu bildiği sürece tüm zorlukların üstesinden gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder