Perşembe, Haziran 23, 2016

Önce anneler ve babalar, sonra çocuklar…

Dünyalı Dergi blogu için 27 Ağustos 2015 tarihinde yazdığım yazıdır. Yazının orijinal haline buradan ulaşabilirsiniz.

“Oğlum gel bitir şu çubuk krakerini!”
“Buzlu çay mı içeceksin, yoksa meyve suyu mu?”
“Naaapiiim, hiç kahvaltı etmiyor. Mecburen ben de çikolatalı ekmek veriyorum.”
O kadar sık duyuyorum ki, bu ve bunlara benzer yüzlerce cümleyi. Yazık!
Yaşamak için mi yemek gerekir, yemek için mi yaşamak? Sağlığına düşkünler birincisinden yanadır da, keyfine düşkünler, yemekten doymanın ötesinde haz alanlar için adeta bir yaşam biçimidir beslenmek. Kimileri için de diyet her zaman beslenmenin merkezindedir. Ancak çoğunlukla bu kişiler diyete “hızla çok kilo verme yöntemi” olarak baktıkları için, kısa bir süre sonra daha fazla kilo ve mutsuzlukla sonuçlanan döngüler halinde yaşarlar bu başlığı.
Beslenme uzmanı değilim, tıp doktoru veya gıda mühendisi de değilim. Ben sadece sağlıklı beslenmeyi takıntı haline gelmeden, olabildiğince doğal bir yaşam biçimi haline getirmenin kimi minik yöntemlerini Dünyalı okurlarıyla paylaşmaya çalışan iki çocuklu bir anneyim. Bu nedenle yazacaklarım, tavsiye niteliğinden öteye geçmemelidir.
Şimdi konuyu açalım. Diyeti boş verin, niyet önemli. Diyet bir zayıflama reçetesi deği de sağlıklı beslenme yöntemi olarak ele alınırsa, son derece keyifli bir yaşam biçimi halini alabilir. Siz sevgili ebeveynler, çok değil 5-10 yıl sonra çocuklarınızın anoreksiya, diyabet veya obezite gibi –şu anda oldukça yaygın olan– sorunlarla boğuşmasını istemiyorsanız, önce kendinizden başlamalısınız. İşte niyet burada devreye giriyor. Sizin sağlıklı beslenmeye gerçekten niyetiniz var mı, yoksa “kötü” alışkanlıklarınızdan vazgeçmek size zor mu geliyor?
Su ve diğer bazı içeceklerde bulunan şeker oranı. Sonuçlar korkutucu.
Bir akşam yemeği düşünün, ailece oturmuş yemek yiyeceksiniz. Siz bardağınıza kola doldururken, minnacık çocuğunuz da istiyor. Eğer çocuğunun bardağına kolayı doldurup yemeğe devam edenlerdenseniz, zahmet edip yazının kalanını okumayın. Pek bir şey ifade etmeyecektir. Geriye tek bir tip ebeveyn kalıyor, çocuklara zararlı olduğunu söyleyip, kendi içmeye devam edenler. Oldu canım! Hiç inandırıcı değil, kusura bakmayın.
Önce balığın baştan koktuğunu kabul edelim ve işe kendimizden başlayalım. Ardından çocuklara ve kendimize nasıl keyifli alternatifler sunabiliriz bir bakalım.
Beslenme alışkanlığı bebeğin katı gıdaya geçtiği 6-9 aya arasında şekillenmeye başlar. Bu konuda bebeğin sağlığı ve gelişim durumu çok belirleyici olduğu için doktorunuza güvenmeniz çok önemlidir. Ancak yine de hiçbir kilo sorunu olmayan bir çocuğa, akşam yatmadan önce pirinç unu ile yapılmış şekerli muhallebileri yedirmenizi öneren olursa, bence direnin.
Baby Led Weaning (BLW) diye isimlendirilen bir yöntem var, çocuğun kendi seçtiği besinleri, yine kendisinin yemesini esas alıyor. Bebek önderliğinde katı gıdaya geçiş veya bebeğin kararıyla ek gıdaya geçiş olarak Türkçe’ye çevriliyor. İnternette bu yöntemle ilgili yüzlerce site var; İngilizce bir kaynak olan www.babyledweaning.com adlı site mesela. Türkçe kaynak isterim diyen varsa da Instagram’da @Anilitta isimli kullanıcının, küçük kızı Derin ile olan videolarını inceleyin. Ama bebeğin peşinden kaşık ve tabakla koşan bir ırkın evladı olarak zorlanabilirsiniz, baştan söyleyeyim. Kafa yapınızı tümden değiştirmeniz gerekecek.

Kahvaltı alışkanlıklarınızı değiştirin

Kahvaltı mesela, en kolayı bir dilim yağlı ballı ekmektir değil mi? Evet, iyi bir tam buğday unuyla veya çavdar unuyla yapılmış bir ekmek, gerçek bir tereyağı ve gerçek bir bal bulabilirseniz ne âlâ. Lakin lütfen minnacık çocuklarınıza, beyaz ekmeğin üzerine içinde gerçek meyve olmayan, rafine şekerli reçeller, hazır kavanoz çikolatalar, market tereyağları ve ağdadan farkı olmayan bal görünümlü eriyikler sürüp vermeyin. Çok zor değil inanın, reçeli evde kendiniz yapın mesela. Mevsiminde, olabildiğince doğal meyveler alarak, mümkünse şekersiz, elma suyuyla yapabilirsiniz bu reçelleri. Güzel bir Amasya elmasını rendeleyip ateşte birazcık çevirin, içine tarçın ve bir iki karanfil katın. Hatta içine biraz da dövülmüş ceviz eklerseniz, bakın nasıl güzel bir reçel oluyor. Şu kavanoz çikolataları da evde yapmanın yöntemi var; internette kolayca tarif bulabilirsiniz.
sihirlitabak 1
Fotoğraf: Latife Tunç

Kahvaltı tabağında sanat yapın

Kahvaltı için daha güzeli, yumurta, peynir, zeytin, yeşillik vs. gibi besinlerden oluşan bir tabak. Çocuğunuza yedirmenin imkânsız olduğunu mu düşünüyorsunuz. Sihirli Tabak’a bir göz atın. Bence biraz kafa yorarak benzerlerini ve hatta daha güzellerini de yapabilirsiniz. Hiç vaktiniz yoksa 1 çay bardağı süt, 1 yumurta ve 1 yemek kaşığı dolusu tam buğday unuyla şekersiz bir krep yapıp, yağsız tavada çift taraflı çevirin. İçine ister peynir, ister ev yapımı reçel sürüp verin miniklere. Haaa tüm bunları yaparken, sizin tabağınız salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdalarla doluysa, ne kendinizi, ne çocuğunuzu kandırın lütfen. Kahvaltıda etli bir şeyler istiyorsanı , kıymayı veya kuşbaşı eti sevdiğiniz baharatlarla kavurup saklayın ve kahvaltıya çıkarın. Çok keyifli oluyor inanın.

Semt pazarlarından şaşmayın

Sağlıklı beslenmek düşündüğünüz kadar zahmetli ve pahalı değil. Alışverişleriniz için mümkün olduğunca semt pazarlarını tercih etmeniz bile daha sağlıklı beslenmenin yolunu açar. Hafta sonlarında yaptığınız yakın civar gezilerinde o yörenin besinlerinden de alabilirsiniz.
Madem satın aldıklarımıza güvenemiyoruz, yapabileceğimiz başka şeyleri neden yapmıyoruz? Kolayımıza geldiği için çocuklarımıza içirdiğimiz kutulu meyve sularının neredeyse sıfır besin değerine sahip olduğunu biliyorsunuz değil mi? Taze meyveleri sıkıp suyunu çıkartın. Yemekte sadece su için. Çok daha sağlıklı. Ben demiyorum, uzmanlar diyor. İlla ki yemekte su dışında gazlı bir içecek içmek istiyorsanız, doğal maden suyunu, taze sıkılmış meyve suyuyla karıştırın. Üstelik çocuklarınızla da gönül rahatlığı ile paylaşabilirsiniz.

sihirlitabak 3Bahçeyi balkona taşıyın

Balkonda tarım yapmayı deneyebilirsiniz. Evet evet saksıda. Bir bahçeniz varsa şanslısınız, ama yoksa bile balkonunuzda nane, maydanoz, biber ve domates yetiştirmeniz mümkün. Bu şekilde hem sağlıklı, ilaçsız besinleriniz olur, hem de çocuklar üretmenin keyfine varır. Bunun için Dünyalı’nın 12. sayısını edinip domates yetiştirmenin inceliklerini öğrenebilir, “Bahçeyi Balkona Taşı” ve “Evde Baharat Saksısı” yazılarından bilgi alabilirsiniz.

Cipse alternatif bulun

Cips çok sevilir genellikle, hem çocuklar, hem de büyükler tarafından. Şöyle buz gibi bir biranın yanına konmuş bir kâse cipse pek az yetişkin hayır diyebilir. Sadece cips değil, benzer atıştırmalıklar da aynı kategoride. Zararlarından bahsetmeme gerek yok sanırım; bolca niteliksiz karbonhidrat, katkı maddesi ve yağ.  Öyleyse alternatifini söylüyorum: Ev cipsi. Dünyanın en basit üretimi bile denebilir. Başarabiliyorsanız evde zeytini rondodan geçirin, başaramıyorsanız zeytin ezmesi alın. İstediğiniz baharatlar, dilerseniz birazcık salça ve zeytinyağı ile karıştırın. Yufkanın yarısına incecik sürüp, yufkayı ikiye katlayın. Dilediğiniz boyutlarda kesin. Isıtılmış fırında kızarana kadar pişirin. Genelde düşük ısıda, uzun süre bekleyince güzel oluyor. Soğuduğunda yanına bir de yoğurtlu dip sos yaparsanız, atıştırmayı bırakın, öğün haline bile gelebilir.

Eyoğurdu yiyin

Yoğurdu evde yapmak, markete gidip almaktan daha kolay. Yeter ki niyetlenin. Birçok farklı yöntem var. Ben bir taşım kaynamış, parmak girecek kadar ılınmış doğal süte, 1 tatlı kaşığı ev yoğurdu koyup, hiç sarıp sarmalamadan fırında 4-5 saat, akabinde de buzdolabında hiç ellemeden 1 gece bekletmek suretiyle yapıyorum. Deneme yanılma ile siz de kendi yönteminizi kolayca bulabilirsiniz.

Dondurmayı evde yapın

Dondurmayı da evde kolayca yapabilirsiniz. Süzme yoğurt, meyve ve balla yapılanı da var, muz ve keçiboynuzu tozu ile de. Malzemeler sadece bunlar değil, ağız tadınıza göre çeşitlendirebilir, oranları belirleyebilirsiniz. Sadece dondurulmuş meyve püresi bile olabilir, sıcakta nasıl da iyi gider o dondurulmuş çilek ezmesi. Her yerde kolayca bulabileceğiniz dondurma kalıplarına doldurup atın buzluğa. Bu kadar basit. Yüzlerce tarif var yine internette. Keyifli bir başka tarif isterim diyen varsa buradan buyursun (http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=7804)

Yeni atıştırmalıklar sunun

Çoğu çocuk atıştırmayı sever: Şeker, çikolata, bisküvi… Sonra da yemek yemezler. Yemezler tabi, basit bir mekanizma. Kan şekeri hızla yükselen çocuk yemek yemez, sonra aynı hızla düşünce de huysuzlaşır, algısı zayıflar, yorgun olur. Çözüm şu: Paketli, işlenmiş, şekerli tüm gıdaları atın ve bir daha almayın. Aç kalması, o bir paket faydasız yağ ve karbonhidrat yığınını yemesinden daha iyi. Evde ortalıkta her zaman kapaklı kaplarda ama çocukların gözü önünde, sağlıklı atıştırmalıklar olsun. Kuru meyveler ve kuru yemişler, ceviz, fındık, badem, kuru kayısı, kuru dut… Ama miniklerin çiğneme yetilerine de dikkat edin! Özellikle badem kaynaklı solunum yolu problemlerine sık rastlanıyor. En iyisi beraber yiyin ve bunları yerken havada taklalar atmasına engel olun.

Doğum günü pastasını siz yapın

Doğum günü partileri, sizin ve çocuklarınızın beslenme biçiminizi mutlaka sabote edecektir. Her tür aromalı, yapay içecek, bolca işlenmiş gıda, cipsler ve tam ortasında üstü kalın bir şeker hamuruyla kaplı gösterişli, “Ye beni!” diyen bir pasta. Doğum günü çocuğunun annesine bir öneri: Yukarıda birçok sağlıklı alternatif var, onları deneyin. Çocuklar masada neler olduğu ile değil, arkadaşları ve hediyeleriyle daha çok ilgileniyorlar. Pastayı da siz yapın, çocuğunuzla beraber. Siz süsleyin, beceremem demeyin. Hiçbir pasta, çocuğunuzun anne veya babasıyla yaptığı pasta kadar güzel ve lezzetli olmayacaktır.

Beslenme çantasını değiştirin

Önümüz sonbahar. Okulların açılmasına az kaldı. Çocukların yanına atıştırmalık yiyecekler konuluyor. Tembellik etmeyin, yanına para verip kantinden veya okulun yanındaki bakkaldan kek veya cips almasına sebep olmayın. Kuru yemiş, taze meyve, kuru meyve, meyve pestilleri şahane alternatifler. Provokatör olun, ilk veli toplantısında gazlayın velileri. Herkese anlatın, yaparsınız siz!
Niyetiniz varsa tabi ki… Zaman, beceri ve para bahane. İsterseniz önce siz sağlıklı beslenebilir, sonra da çocuklarınıza bunu aşılayabilirsiniz. Ve tüm bunları yaparken beslenmenin keyfinden vazgeçmeniz de gerekmez. Unutmayın, diyet değil, niyet önemli.


Hiç yorum yok: